Perpa Hindistan İş İnsanları Elektrik Elektronik Sektörü Buluşması

Perpa Hindistan İş İnsanları Buluşması

Perpa Hindistan İş İnsanları Elektrik Elektronik Sektörü Buluşması

Perpa Hindistan İş İnsanları Buluşması

Perpa Hindistan İş İnsanları Buluşması

Perpa Hindistan İş İnsanları Elektrik Elektronik Sektörü Buluşması 22 Eylül 2022 Perşembe Günü Saat: 09:00’da Perpa Ticaret Merkezi A Blok Konferans Salonu’nda yapılacak.

Değerli Sektör Paydaşları,

Firmamız, Hint ticaret etkinlikleri şirketi Wegvoraus ve TOBB Hint karşılığı ASSOCHAM işbirliği ile Türk-Hint Elektrik-Elektronik Sektörü B2B Görüşmelerini 21 Eylül’de Sürmeli Otel İstanbul’da gerçekleştirmektedir.  (Perpa firmalarımıza 22 Eylül için ayrıca özel program yapılmaktadır.) Türk tarafı için kayıt, katılım ve ikram ücretsizdir. Değerli STK’larımızın da katılımı ile programımız hızlıca dolmaktadır.

450.000’den fazla üyeye sahip köklü Hint ticaret ve sanayi odaları çatı kuruluşu ASSOCHAM ekosistemine girmek üzere, nitelikli Hint firmaları ile ithalat-ihracat-reexport-imalat-proje taahhüt-sourcing fırsatlarını değerlendirmek isteyen firmalarımız için bu verimli network etkinliği önem taşımaktadır.

Aşağıda sizlere ilginç çözümler sunabilecek Hint firmaların listesi sunulmuştur.

Görüşleriniz ve yoğun toplantı programına vakitli kayıt için lütfen bu hafta ekibimize ulaşınız.

İçten Selamlarımızla,

Pelin SAVAŞER – 05305111909 pelin @ nanotradeevents. com Bülent ERKUL – 05352770771 bulent @ nanotradeevents. com Ercan YARGICI – 05327166815 satis @ nanotradeevents. com

Detaylı Bilgi ve Katılımcı Firmalar İçin Tıklayınız

NANO TRADE EVENTS

Uluslararası etkinlik yönetimi ve dış ticaret danışmanlığı firması olarak faaliyet gösteren Nano Trade Events, 2007 yılında, Ankara, Türkiye’de kurulmuştur. Farklı sektörlerde uzmanlaşmış, uluslararası ve profesyonel fuarlarda Türk katılımı ve ülke pavyonları organizasyonlarını üstlenen firma, çeşitli ülkede varlığını güçlendirerek “uluslararası” kimliğini korumaktadır. 

Nano Trade Events, üreticilere, ihracatçılara ve organizatörlere, hedef pazarlarında, çok geniş kapsamlı etkinlik ve fuar hizmetleri, danışmanlık ve temsilcilik çözümleri sunmaktadır.

HEDEF BÖLGELER

Nano Trade Events, uzmanlaştığı bölge Kuzey Afrika’da ve stratejik değere sahip olması itibariyle Afrika’nın geri kalan keşfedilmemiş bölgelerinde, Asya-Pasifik ülkelerinde, Ortadoğu’da, Avrasya’da ve global büyüklükteki hedef pazarlarda, kitlelere hitap eden uzmanlık fuarları ve kanvas etkinlikler ile müşterilerinin hedeflerine ve ihtiyaçlarına yönelik dış ticaret projeleri yürütmektedir.

Etkinlikleri ve projeleri kapsamında, Nano Trade Events, gıda, tarım, ambalaj, horeca, ev-dekorasyon, tekstil, otomotiv, yapı-inşaat, makine-sanayi, medikal, kozmetik gibi sektörlere hitap etmektedir. 

Diğer bir yandan sanat, spor, gastronomi, güzellik-bakım ve eğlence sektörüne yönelik Show ve etkinlikler ile yeni projelere ve uluslararası işbirliklerine imza atmaktadır.

www. nanotradeevents. com

PERPA TİCARET MERKEZİ

Perpa Ticaret Merkezi, konumu, büyüklüğü, ekonomik işlevi, barındırdığı insan sayısı ve sosyal sorumluluk projeleriyle Global Dünya ticaretiyle bütünleşen mono blok dev bir yapıdır.

1986 yılında Perşembe Pazarı olarak bilinen bölge boşaltılarak o bölgede bulunan esnaf ve tüccarların sorunlarına çözüm bulmak ve enerjiyi ekonomik potansiyeli yüksek sosyal  bir merkezde toplamak amacıyla yapımına başlanan PERPA bu gün çevre açısından da rahatlama sağlayan modern bir iş merkezidir.

Perpa Hindistan İş İnsanları Buluşması Elektrik Elektronik Sektörü Buluşması

İletişim:

Perpa Sanayici ve İş İnsanları Derneği

0212 222 38 13

PERPA HABERLERİ

PERPA DUYURULAR

PERPA FAALİYETLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK

Trikopis Anlatıyor Atatürk ile Karşılaşmamız

Trikopis Anlatıyor Atatürk İle Karşılaşma

Trikopis Anlatıyor Atatürk ile Karşılaşmamız

Trikopis Anlatıyor

Trikopis Anlatıyor

Atatürk beni mert bir askere yaraşır bir şekilde kabul etti. Teessür ve heyecan içindeydim. İnönü beni kendisine takdim etti. Gazi’nin bu esnadaki sözlerini hiç unutmıyacağım:

Bizim Anadolu’da işimiz ne idi? diyor. Bizim menfaatimiz Balkanlar’da, Makedonya’da, Adalarda olabilir amma Anadolu’dan bize ne? Ne diye bizi oralara gönderdiler. Aradan bunca yıl geçti. Şimdi insan maziyi çok daha iyi görebiliyor. Çok daha sağlam hükümlere varabiliyor.

Şimdi artık itiraf etmekten çekinmiyorum. Bizim Anadolu savaşında hiçbir menfaatimiz yoktu. Biz yabancı devletlere âlet olduk. Sizden de, bizden de bunca insan öldü. Bu kadar şehit verdik Sonunda ne oldu? İşte bugün kardeşiz. Hata idi Anadolu harekâtı. Hem de muazzam bir hata…

Trikopis Anlatıyor Atatürk İle Karşılaşma

Trikopis Anlatıyor

Trikopis yine bir müddet susuyor. Emekli generalin duyduğu pişmanlığı anlamaya çalışıyorum. Zavallı Yunan şehitleri, zavallı İstiklâl Harbi kahramanları! Boş yere yanan, yıkılan köylerimiz! Ve tarihin karanlık bulutları gerisinden eski ”büyük düşmanımız”ın duyduğu pişmanlık. Ne muazzam tezat. Trikopis, Bugün seninle kardeş olabilmemiz için Anadolu topraklarının kanla sulanması lâzımmış… Emekli general tekrar anlatmaya devam ediyor:

”- Ben Anadolu’a sizinle dört defa çarpıştım. Birincisine biz ”Avgin muharebesi” diyoruz. Siz, İnönü savaşı. 1921 yılı mart ayının son günleriydi. Ben o zaman üçüncü tümen kumandanıydım. İnönü’de bizim üç tümenimiz bulunuyordu 7’nci tümen merkezde, 3 üncü tümen solda ve 10’uncu tümen da sağda olmak üzere muharebe vaziyeti almıştık. Hepimiz kahramanca çarpıştık. Fakat Türkler bizden çok üstün oldukları için netice bizim lehimize tecelli edemedi. Geri çekildik ve burada ilk olarak İnönü’nün askerlik kabiliyetini anlamış olduk.

İnönü İle Karşılaşmam

İnönü ile ikinci karşılaşmam Eskişehir – Kütahya hattında oldu. 1921 Haziranının sonlarına doğruydu. Ben Bursa’da bulunuyordum. Birliklerimiz Eskişehir ve Kütahya üzerinden taarruza geçmişlerdi. Türkler oyalama muharebesiyle yardım bekliyorlardı. Ben derhal cepheye hareket ederek bu yardıma mani oldum. Bu muharebe bizim galibiyetimizle neticelendi.

Türk Ordusu ile üçüncü defa Sakarya’da karşılaştık. 1921 Ağustosunun sonlarında cereyan eden bu savaşlarda biz geri çekildik. Ben İkinci Kolorduya dumanda ediyordum. Afyon cephesini tutarak Yunan ordusunun çöküşüne mâni oldum. Eğer ben bu cepheyi tutmasaydım Sakarya’dan sonra çok kötü bir mağlûbiyete gidebilirdik.

Bundan sonra uzun bir duraklama devresi oldu. Bu esnada Birinci Kolordu kumandanlığı da uhdeme tevdi edildi. Aralık 1921’de Cenup Gurup Kumandanlığına getirildim. Türklerin büyük bir hazırlık içinde bulunduklarını farkediyorduk. Anadolu’da üç kolordumuz vardı. Başkumandan General Papulâs’ın uğradığı başarısızlıktan sonra yerine General Haci Anesti tayin edilmişti Muhtemel taarruzları önlemek için cepheyi yıkılmayacak bir şekilde tahkim etmiştik. Ve bu cephenin çökmesine ihtimal vermiyorduk. Nihayet 26 Ağustos 1922 sabahı Türklerin beklenmedik taarruzu ile karşılaştık. Bu taarruz bizim için muazzam bir darbe oldu. Haci Anesti bütün kolordulara bizzat kumanda etmek istiyordu. En büyük korkumuz İzmir’le muvasalamızın kesilmesiydi. Bizim için en tehlikeli vaziyet bu idi. Ben İzmir’e telgraf çekerek takviye istemiş ve aksi halde mağlûp olacağımızı bildirmiştim. İstediğim bu takviyeyi gönderemediler. Halbuki karşımızda Mustafa Kemal vardı. Neye uğradığımızı anlayamadık. Cephe çökmüş ve ordu mağlûp olmuştu…”

Trikopis’in ”Başkumandanlık Muharebesi” ne ait hatıralarını anlatırken büyük bir heyecan içinde olduğu görülüyordu. İhtiyar kumandan otuz yılın gerisinde kalan hatıralarını toplamaya çalışarak sözlerine şöyle devam etti:

Nasıl Teslim Olduk

– Türk ordusunun bu beklenmedik kuvveti karşısında birliklerimiz perişan olmuştu. Yan birliklerle de irtibatı kaybetmiştik. Cephanemiz tükenmek üzereydi. Neşrettiğim bir günlük emirle sonuna kadar muharebeye devam edilmesini askere tebliğ etmiştim. Vaziyetimiz gittikçe müşkülleşiyordu. Asker yorgundu. Kimsede muharebeye devam arzusu kalmamıştı. Birinci Dünya Savaşı’ndan beri durmadan çarpışan Yunan ordusunun maneviyatı hayli sarsılmıştı. Halk artık savaştan bıkmıştı. Askeri zorla, inanmadığı bir gaye uğrunda muharebeye sürüklemekteki güçlük harbin en çetin meselelerinden birini teşkil eder. Ordunun adım adım hezimete yaklaştığını hissediyorduk. Her tarafımız Türklerle çevrilmişti. Esir olacağımızı anlıyorduk. Bizde kılıcı düşmana teslim etmek küçüklük sayılır. Vaziyetin kötüye gittiğini gören yaverim bir ara yanıma gelerek:

– Generalim, kılıçlarımızı imha edelim” diye teklifte bulundu. Kılıcımı kendisine verdim. Aldı ve parçaladı.

Firar fayda etmedi, ordu perişan olmuştu.

Bu esnada atım da vurulmuştu. Başka bir ata binerek kaçmaya ve çemberi yarmaya teşebbüs ettim. Fayda etmedi. Türklerin içine düştüm. Esir oldum. Beni yakalayanlar hüviyetimi almakta güçlük çekmediler. Üzerimde bir revolver vardı. Derhal bunu anladılar. Bizde süvarilerin kılıcı atların eğerine bağlıdır. Benim bindiğim atta da böyle bir kılıç bulunuyordu. Askerler bunu da benim kılıcım zanniyle müsadere ettiler.

Bu esnada ordu perişan olmuştu. Sağ kalan birlikler dağınık bir halde İzmir’e kaçmaya çalışıyorlardı. Bu bizim için büyük bir mağlûbiyet olmuştu. Beni ilk evvelâ Garp Cephesi Kumandanı İsmet İnönü’ye götürdüler. Kendisi ile fazla bir şey konuşmadık. İnönü, beni yanına alarak Mustafa Kemal’in huzuruna çıkardı. Yunan Orduları Başkumandanlığına tâyin edildiğimi de bu sırada öğrendim.

Trikopis Anlatıyor  Atatürk İle Karşılaşma

Atatürk beni mert bir askere yaraşır bir şekilde kabul etti. Teessür ve heyecan içindeydim. İnönü beni kendisine takdim etti. Gazi’nin bu esnadaki sözlerini hiç unutmıyacağım:

– “Üzülmeyin General, dedi. Siz vazifenizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlûp olmak da vardır. Napolyon da vaktiyle esir olmuştu. Size karşı büyük bir hürmet hissi besliyoruz. Burada kendinizi esir addetmemenizi rica ediyorum. Misafirimizsiniz. Yakında her şey düzelecektir. Buyurun, istirahat edin.”

Atatürk’ün bu ince ve nazik muamelesi karşısında ben de bu büyük kumandana karşı içimde bir hayranlık duymaya başlamıştım. Bundan sonra bizi Kayseri’nin Talas bölgesinde kurulan bir esir kampına sevkettiler. Yüksek rütbeli subaylardan başka yanımda dört general daha vardı. Artık bizim için savaş bitmişti. Neticeyi beklemeye başladık. Bundan sonraki vaziyeti biliyorsunuz. Ordumuzun bakiyeleri birkaç gün içinde Anadolu’yu terkettiler. Fakat barış muahedesinin imzalanması kolay olmadı.

Kayseri kampında bir sene

Bir seneye yakın bir müddet Kayseri kampında yaşadık. Daimî bir tarassut ve nezaret altında bulunuyorduk. Bir gün kamp kumandanına: – Beni bıraksanız bile bir yere kaçamam, dedim. Bundan sonra nereye gidebilirim? Haydi kamptan kaçtım, Yunanistan nerede, Kayseri nerede?” Nihayet Türkiye ile Yunanistan arasında esirlerin karşılıklı mübadeleleri konusundaki anlaşma imzalandı. Biz de memleketimize döndük. İşte Anadolu seferimizin hazin hikâyesi.

Fakat bu hikâye henüz bitmemişti. Yunanistan halkı kendisini bu maceraya sürükleyen insanlardan hesap soracaktı. Memleket karışıklık içindeydi. Anadolu harbine sebep olanlar kurşuna dizildiler. Orduda tasfiye yapıldı. Fakat benim bu işlerde hiç bir suçum olmadığı için bütün bu işlerden yüzümün akı ile çıktım. Ordudaki vazifeme devam ediyordum. Fakat yaşım da ilerlemişti. Nihayet 1928’de emekliye ayrılmamı isteyerek ordudan istifa ettim. Ve işte o zamandanberi köşemde dünyayı seyrediyorum. Şimdiye kadar bir çok partilerin mebusluk teklifleri ile karşılaştım. Fakat hiçbirini kabul etmediğim gibi bundan sonra da politika ile uğraşmak niyetinde değilim. Yegâne arzum yeni bir harp görmeden barış içinde hayata gözlerimi kapamaktır.”

Kaynak: İşte Atatürk

PERPA HABERLERİ

PERPA DUYURULAR

PERPA FAALİYETLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK

17 Ağustos 1999 Depreminde Madenciler

Acılara Alışılmaz 17 Ağustos 1999 Depreminde Madenciler

Acılara Alışılmaz 17 Ağustos 1999 Depreminde Madenciler

Acılara Alışılmaz 17 Ağustos 1999

Acılara Alışılmaz 17 Ağustos 1999 Depreminde Madenciler

17 Ağustos 1999…

Marmara depreminin gizli kahramanları: Madenciler

Zonguldak’ta TTK’da kurtarma faaliyetlerinde görev alan maden işçisi ve mühendisler, 17 Ağustos Depremi’nde kazma, kürek ve tokmak gibi yer altında kullandıkları basit malzemelerle enkazlardan 447 kişinin cesedine ulaşırken, 32 kişiyi canlı çıkardı.

Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumunda (TTK) kurtarma faaliyetlerinde görev alan maden işçisi ve mühendisler, 17 Ağustos Marmara Depremi’nde de kazma, kürek ve tokmak gibi yer altında kullandıkları basit malzemelerle Kocaeli, Sakarya ve Yalova’da enkazlardan 32 kişiyi canlı çıkartarak, depremin görünmez kahramanı oldu.

Zonguldak’tan, 17 Ağustos’ta saat 03.02’de meydana depreminin ardından hareket eden kurtarma ekipleri, ulaşımın güç olması nedeniyle afet bölgesine saat 23.00’te varabildi.

Acılara Alışılmaz 17 Ağustos 1999 Depreminde Madenciler

Acılara Alışılmaz 17 Ağustos 1999 Depreminde Madenciler

Kocaeli, Sakarya ve Yalova’daki kurtarma faaliyetlerinde görev alan bin 564 maden işçisi ve 74 mühendis, enkazdan 32 kişiyi canlı çıkarmayı başarırken, 447 kişinin de cesedine ulaştı.

Enkazlarda Zonguldak Madenci Teknikleri

Göçük ve enkazlara, yer altı kömür madenciliğinde kullanılan özel tahkimat metotlarıyla giren madenciler, kurtarma görevinde bulunan tek bir kişinin dahi burnu kanamadan depremin görünmez kahramanları oldu.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessese Müdürlüğü Asma Dilaver İşletmesinde maden teknikerliği yapan Alaaddin Kara, 17 Ağustos sabahına felaketle uyandıklarını, çalışmaya geldiklerini ve deprem bölgesine gönüllü gittiklerini söyledi.

Ekibiyle deprem bölgesine hareket etmek için yanlarında domuz damı, yer altında kullandıkları odun direği, kama, kazma, kürek ve tokmağın yanı sıra işlerine yarayan malzemeleri otobüslere doldurduklarını anlatan Kara, şöyle konuştu:

17 Ağustos 1999 Depreminde Zonguldak Madenciler

17 Ağustos 1999 Depreminde Madenciler

“Maden ocağından çıktığımız gibi kurtarma bölgesine giderek kazı çalışmalarına katıldık. Bu sırada Ereğli ve Alaplı ilçesinde mola için durduğumuzda oradaki esnaf bizim deprem bölgesine gittiğimizi duyunca ellerinde ne varsa ücretsiz vererek işçi arkadaşlarımızın karnını doyurmaya çalıştı. Bunun haricinde aldığımız erzaklardan herhangi bir ücret talep etmediler. Adapazarı’na gittiğimizde kriz masası yeni oluşturuluyordu. Biz oraya vardığımızda bir vatandaş bize olduğu gibi el koydu. Bize, ‘Gelin arkadaşlarımız ve ailemiz kaldı’ diyerek bizi Şeker Mahallesi denilen bir yere getirdi. Oraya gidince biz şaşırdık. Bir felaketin içerisine girdiğimizi gördük. Biz deprem denilince çalkalama, sarsıntı biliyorduk ama orada bir felaket olmuş. Resmen binalar toprağın içerisine gömülmüşler. İlk gittiğimiz yerde canlıları almaya başladık. Canlıları almaya çalışırken ister istemez önümüze cesetler geliyordu. Onları da çıkarmak zorunda kalıyorduk. Gönüllü gitmemize rağmen ekibimle iki gün boyunca uyumadan çalıştık. Ekibimle birlikte 10 kişi canlı çıkardık. Onlardan sonra cesetleri çıkarmaya başladık.”

“Kurtardığımız kız çocuğunun öldüğünü öğrenince çok üzüldük”

Kurtardıkları kişilerin vücutlarının çeşitli yerlerinde kırıklar olduğunu dile getiren Alaaddin Kara, “Kurtarmaya çalıştığımız bazı insanlar korktukları için yıkık binaların arasından çıkamıyordu. Yanlarına gittiğimiz zaman bizden cesaret alıyorlardı. Biz onların önlerini kazma ve küreklerle delik açarak çıkmalarını sağladık. Kurtarma çalışmaları sırasında bulunduğu eve misafir olarak gelen, 7-8 yaşlarında ve lakabanın da ‘Yumoş’ olduğunu öğrendiğimiz bir kız çocuğu vardı. Çocuğu canlı kurtarmak için çok uğraştık. Kurtardıktan sonra ameliyat olduğunu ve yaşamadığını öğrenince çok üzüldük.” dedi.

Kara, göçük içerisinde kurtarma çalışmalarında kendilerini gören insanların ağladığına dikkati çekerek, “Bir insanı bir yerden almak bizim 3-4 saatimizi alıyordu. Kimsenin görmediği ve yapmadığı madenciye özgü çalışmalarla başarılı olduk. Biz zor, uzun ve meşakkatli çalışmalar neticesinde kazazedelere ulaşıyorduk.” ifadesini kullandı.

Görev verilen yere gittiklerinde, “bir binada cenaze olduğu, sabahtan beri ulaşılamadığının” kendilerine söylediğini anlatan Şahin, “Biz de cenazeyi çıkarma görevini devraldık. Üç katlı bir binanın yıkıldığını ve bir cesedin hala bulunamadığını öğrendik. Ev sahibini çağırarak binanın krokisini çizdik. Krokide nokta atışı yaparak bir saat sonra cenazeyi yattığı yatakta bulduk. Gerekli çalışmalarla cenazeyi aldık.” şeklinde konuştu.

Acılara Alışılmaz

Kurtarma çalışmaları sırasında, Sakarya’da meydanda bulunan bir parkta yattıkları sırada yanlarına bir kişinin geldiğini dile getiren Şahin, şunları kaydetti:

“Yanımıza gelen kişi, çocuğunun öldüğünü, çıkartılamadığını ve çıkartmamızı istedi. O kişi bize oğlunun dört gündür enkaz altında olduğunu söyledi. Ben de, ‘Oğlunuz olduğunu nasıl biliyorsunuz?’ diye sorunca onlar da bana, ‘Biz görüyoruz onu.’ dedi. Ben de şaşırdım. Hemen 10 kişilik bir ekiple yola çıktık. Gittiğimizde dört katlı bir bina ve yarısı yıkılmış. Mutfağı ve bazı odalar gözüküyor. O babaya, ‘Çocuğunun nerede olduğunu’ sordum. ‘Burada’ diyerek beni binanın içerisine girerek bir kat aşağıya indik. Tenekelerle kaplanmış bir yer gösterdi. Onları kaldırınca oğlunun yarısına kadar enkazın içerisinde olduğunu gördük. Bize, ‘Çocuğumu köpekler yemesin diye etrafını tenekelerle kapladım.’ dedi. Dört gündür başında beklediğini söyledi. Biz daha sonra çalışmaya başladık ve yaptığımız çalışmalar sonucu cenazeyi çıkardık. Cenazeyi çıkardığımızda babası çok heyecanlıydı. Hemen oğlunu defnetmek için oradan uzaklaştı.”

Şahin, deprem bölgesinde herkesin yakınlarının kurtarılması veya cenazelerine ulaşılması için kendilerine geldiğini belirterek, canlı ve yaşamını yitiren vatandaşların kurtarılmasında maden işçilerinin çok büyük başarısı olduğunu vurguladı.

PERPA HABERLERİ

PERPA DUYURULAR

PERPA FAALİYETLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK

Perpa Okul Sanayi İşbirliği Protokolü Törenle İmzalandı

Tekrar kullanılabilir roketler

Tekrar kullanılabilir roketler

Tekrar kullanılabilir roketler uzay medenciliğinin yolunu açacak

Tekrar kullanılabilir roketler

Tekrar kullanılabilir roketler

Tekrar kullanılabilir roketler

Space X şirketinin çalışmalarını, tekrar kullanılabilen Falcon serisi roketleri ve uzayın geleceğini değerlendiren Prof. Dr. Orhan Gölbaşı, tekrar kullanılabilir roketlerin uzay madenciliğini mümkün kılacağını ifade etti.

Tekrar kullanılabilir roketler üzerinde çalışan Space X uzay şirketi en son geliştirdiği ‘Falcon Heavy’ roketi deneme testlerinde başarısızlığa uğradı. Ünlü girişimci Elon Musk’ın sahip olduğu şirket ‘tekrar kullanılabilir’ uzay araçları üzerinde çalışarak uzay görevlerinin ucuzlamasını amaçlıyor.

Uzay Madenciliği

Uzay Madenciliği

Space X şirketinin çalışmalarını ‘heyecan verici’ olarak değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Gök Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Gölbaşı, “Tekrar kullanılabilir roketler sayesinde uzay sivilleşecek ve gezegenler arası yolculuklar olası hale gelecek” diye konuştu.

Tekrar kullanılabilir roketler uzayı ulaşılabilir kılacak

Tekrar kullanılabilir roket teknolojisinin yakın gelecekte yaygınlaşacağını belirten Prof. Dr. Orhan Gölbaşı, “Space X şirketinin geliştirdiği Falcon serisi roketlerin en büyük özelliği tekrar kullanılabilmesi. ABD’nin Ay görevleri için kullandığı Saturn V roketleri tüm yüküyle birlikte 3 bin 100 tonluk bir ağırlığa ulaşıyordu.

Space X

Space X

Görev dönüşünde yalnızca 500 kilogramlık bir ağırlık dünyaya geri dönüyordu. Tekrar kullanılabilir roketlerle kaybedilen araçlar her uçuşta yenilenmeyecek böylece uzay görevlerinin maliyeti hatırı sayılır bir şekilde düşecek. Ucuzlayan görevler uzayı sivilleştirecek, gezegenler arası yolculukları olası hale geçirecek ve en önemlisi uzayı ulaşılması zor olmaktan çıkaracak” dedi.

“SİVİL KURULUŞLAR UZAYA AÇILMAYA BAŞLADI”

Elon Musk

Elon Musk

Elon Musk’ın kurduğu Space X şirketiyle uzay alanında çalışan sivil kuruluşların çoğaldığını belirten Prof. Dr. Gölbaşı, “ABD’de sivil kuruluş ve firmalar bu konuda çok etkin. James Webb adlı kişi de 6.5 m ayna çaplı bir uzay teleskopunun finansmanını sağlıyor.

Bunun için milyarlarca dolar harcayacak. Bu teleskopun başında da Prof.Dr. Feryal Özel isimli bir Türk kızımız var. Bu alanda NASA’da görev yapan tek Türk bilimkadını olma özelliğini de koruyor.  2020 yılında işletime girmesi planlanan bu teleskop ile kara deliklerin olay ufkunun fotoğraflanacağı düşünülüyor.

Uzayın geleceğini gören iş adamları bu alana yönelmeye başladı. Ülkemizde uzay çalışmalarının geleceğini henüz kavrayan bir iş adamı yok. Umarım ileride olur” şeklinde açıklamada bulundu.

“UZAY MADENCİLİĞİNİ MÜMKÜN KILACAK”

Tekrar kullanılabilir roketlerin bir diğer amacının da ‘gezegenler arası yolculuğu imkânlı kılmak’ olduğunu açıklayan Prof. Dr. Gölbaşı, “Space X şirketinin misyonlarından biri de Mars’a yapılacak bir yolculuğu imkânlı kılmak.

Mars’ı dünyalaştırma projesi Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) tarafından ciddiye alınan ve üzerine çeşitli araştırmaların yapıldığı bir proje. Tekrar kullanılabilir roketler Mars görevlerinin ‘ulaşım’ ayağını sağlamak için geliştiriliyor.

Ayrıca çeşitli gök cisimlerinde bulunan değerli madenlerin çıkartılması ve dünyaya getirilmesi gelecekte olası görünüyor. Tekrar kullanılabilir Falcon roketleri bu madenlerin gezegenimize getirilmesinde büyük rol oynayacak” dedi.

Kaynak

PERPA HABERLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK

Canan Kaftancıoğlu Davası Başladı

Canan Kaftancıoğlu Davası Başladı CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek hakim karşısına çıkıyor.

Canan Kaftancıoğlu Davası Başladı

Canan Kaftancıoğlu DavasıBiz Adalete Susamış Türk Gençliğiyiz

Canan Kaftancıoğlu Davası Başladı

CHP’li Kaftancıoğlu sosyal medya paylaşımları ve sahte tweetler gerekçe gösterilerek açılan davada bugün hakim karşısına çıkıyor. Hukuksuz suçlamalara yönelik sosyal medyadan tepkiler yükselirken, Toplumsal Bellek Platformu, “Sonuna kadar Kaftancıoğlu’nun yanındayız” dedi.

AKP ve MHP’lilerin uzun süredir hedef tahtasına oturttuğu CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Adliyesi’nde bugün saat 10.00’da hâkim karşısına çıkacak.

Kaftancıoğlu ile dayanışma için onlarca insan Çağlayan Adliyesi önüne geldi. Aralarında CHP vekillerinin de bulunduğu kitle “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı.

Canan Kaftancıoğlu Yalnız Değildir

Canan Kaftancıoğlu Yalnız Değildir

Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say da Kaftancıoğlu’na destek için Çağlayan Adliyesi’ne geldi.

“Cumhurbaşkanı’na hakaret”, “Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılama”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” ve “terör örgütü propagandası yapmak” iddialarıyla yargılanan Kaftancıoğlu’na,’#CananKaftancıoğluYalnızDeğildir’ diyen yurttaşlar sosyal medya üzerinden destek açıklaması yaptı. CHP’nin yanı sıra Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) İstanbul İl Örgütü de twitter hesabından “İstanbul halkının iradesine sahip çıktığı için mesnetsiz suçlamalar ile 17 yıl ile yargılanan CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yanındayız” dedi. Öte yandan meçhul cinayetlerde hayatını kaybedenlerin ailelerinin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformu da Kaftancıoğlu’na yönelik desteğini, “Muhalefeti hukuk dışı ithamlarla mahkeme koridorlarına çekerek susturmaya çalışıyorlar” şeklinde ifade etti.

Canan Kaftancıoğlu

Canan Kaftancıoğlu

“Canan Kaftancıoğlu, ömrünü insan hakları, eşitlik ve adalet mücadelesiyle geçirmiş bir hekim ve siyasetçidir” ifadelerini kullanan Platform, açıklamasında, “Bizim için bu dava, ailemizin bir parçasına yapılan cezalandırma istemi değildir yalnızca. Aynı zamanda bu ülkede yakınlarımız nezdinde yıllarca mücadele ettiğimiz değerlerimiz, adalet, hak, hukuk ve eşitlik arayışına karşı başlatılmış olmasıdır. Dahası ülkenin en büyük muhalefet partisinin il başkanını deyim yerindeyse hukuk dışı ithamlarla mahkeme koridorlarına çekerek muhalefete ciddi olarak, yeter, sus, otur! Demektir” diyerek Kaftancıoğlu’na desteğini duyurdu.

MUHARREM ERKEK’TEN AÇIKLAMA

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yaptı. “Bu dava hepinizin bildiği gibi siyasi bir davadır. Haksız hukuksuz bir dava için yine Çağlayan Adliyesi’ndeyiz” diyen Erkek, “İl başkanımız Canan Kaftancıoğlu asla yalnız yürümeyecek. Siyasi davalar, kumpas davaları, kurguya dayalı iddianameler bir gün gelir çöker. Sözcü davası, Cumhuriyet davası, Gezi davası, Eren Erdem davası… Tüm bu davalar muhalefeti baskı altına almak için düşüncenin ve ifade özgürlüğünün yargılandığı siyasi davalardır. Unutulmasın ki bu davalar ülkemizin itibarını zedeliyor, adalete olan güveni sarsıyor” ifadelerini kullandı.

İDDİANAMEDE NE VAR?

Kaftancıoğlu hakkındaki iddianeme; Berkin Elvan’ın ölümü, Gezi eylemleri, AKP’li bakanlara yönelik yolsuzluk operasyonu gibi toplumsal muhalefetin tepkisini çeken gelişmelerle ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımlarından oluşuyor.

Mahkemeye, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç katıldılar.

Birgün

PERPA HABERLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK

Yunanistan Vizesi Nasıl Alınır

Yunanistan Vizesi Yunanistan’a Vize Nasıl Alınır

Yunanistan Vizesi

Yunanistan Vizesi Nasıl Alınır

Yunanistan Vizesi Nasıl Alınır

Yunanistan Vizesi Nasıl Alınır

Yunanistan Devleti, bir Avrupa Birliği üyesi ve Schengen topluluğu üye ülkesidir. T.C. Vatandaşları Yunanistan seyahatleri öncesi Umuma Mahsus Pasaport (Bordo) sahibi olmaları halinde veya Pasaportlarında geçerli Schengen vizeleri yok ise bu ülkeye, Yunanistan vizesi alarak seyahat etmeleri mecburidir.

Türkiye Cumhuriyeti Diplomatik (Siyah), Hizmet (Gri) ve Hususi (Yeşil) pasaport sahipleri ise; 180 gün içinde 90 ikame günü süreyi ihlal etmeme koşulu ile ülkeler arasında yapılan vize muafiyeti anlaşması nedeni ile Yunanistan vize işlemlerinde muaf tutulacaklardır.

Yunanistan’da maksimum 90 gün konaklayacak kişilerin Yunanistan Schengen vizesi için müracaat etmeleri gerekmektedir. Yunanistan’da maksimum 90 gün konaklayacak kişilerin Yunanistan vizesi için başvuru gerçekleştirmeleri gerekirken Yunanistan vize başvuruları, kısmen Yunanistan Konsoloslukları’na gerçekleştirilebilmektedir. Bu sebeple, Vize başvuru sahipleri ikamet etmekte oldukları il/ilçeye hizmet vermekte olan Yunanistan Konsolosluğu Vize Departmanı çalışmaları hakkında bilgi edinerek, vize başvurularında bulunmaları gerekmektedir.

Yunanistan Başkonsolosluğu İstanbul, Yunanistan Schengen vize başvurularını yetkili vize başvuru merkezleri aracılığıyla kabul etmektedir. Vize başvuru sahipleri Yunanistan Schengen vizesi için başvurularını yetkili başvuru merkezlerine gelerek gerçekleştirebilirler.

Yunanistan vize başvuru merkezleri randevu sistemi ile vize başvurularını kabul etmektedir. Yunanistan vizesi için başvuruda bulunacak kişiler Yunanistan vizesi randevularını alarak, başvuru merkezlerini ziyaret etmeleri önemle tavsiye olunur.

Yunanistan’da 90 günden daha az bir süre konaklama yapacak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları veya Türkiye oturum izni sahibi yabancı uyruklu vatandaşlar, Yunanistan’a tatil, tur ve gezi amaçlı seyahat gerçekleştirecek olmaları halinde Yunanistan Turistik Schengen Vizesi için başvuruda bulunmalıdırlar.

Yunanistan Vizesi Türleri

T.C. vatandaşları ve Türkiye’de uzun süreli oturum izni sahibi yabancılar Yunanistan Turistik Vizeiçin müracaatlarını Yunanistan vize başvuru merkezlerine gerçekleştirebilirler. Yunanistan’a İş görüşmesi, fuar, toplantı ve müşteri ziyaretinde bulunmak için seyahat edecek olmaları halinde ise Yunanistan Ticari Vize için başvuruda bulunmaları gerekir.

Yunanistan Ticari Vize başvuruları, Yunanistan vize başvuru merkezlerine gerçekleştirilebilir. Yunanistan’a, bu ülkede bulunan aile, akraba ve arkadaşlarını ziyaret etmek için seyahat edecek kişiler Yunanistan Aile Ziyareti Vizesi için başvuruda bulunmaları gerekecektir. Yunanistan aile ziyareti vizesi için başvurular, Yunanistan vize başvuru merkezlerine gerçekleştirilebilir. Yunanistan üzerinden başka bir ülkeye transit geçiş yapılarak seyahat edilecek olması halinde ise Yunanistan Transit Vize başvurularında bulunulması gerekecektir.

Yunanistan Transit vizesi için başvurular, Yunanistan vize başvuru merkezlerine gerçekleştirilebilecektir. Yunanistan üzeri gemi ile seyahat edilecek olunması halinde kişilerin, Yunanistan Gemici Vizesi için başvuru gerçekleştirilmesi gerecektir. Yine Yunanistan’ a şoför olarak ticari bir seyahat gerçekleştirecek kişilerin, Yunanistan Şoför Vizesi için başvuruda bulunmaları gerekecektir.

Yunanistan Şoför vizesi için müracaatlar, Yunanistan vize başvuru merkezlerine gerçekleştirilebilir. Eşi AB Vatandaşı veya Yunanistan vatandaşı olan kişiler, Yunanistan Schengen vizesi başvuruları için Yunanistan vize başvuru merkezleri hizmetlerinden yararlanabileceklerdir. Yunanistan’ a eğitim amaçlı seyahat edecek kimseler, Yunanistan Eğitim Vizesi için Yunanistan vize başvuru merkezlerine başvuruda bulunabilirler.

Ayrıca Yunanistan Erasmus vizesi başvuruları için Yunanistan vize başvuru merkezleri ve Yunanistan Konsoloslukları ile bu konu hakkında bilgi alı verişinde bulunulması önemle tavsiye edilmektedir.

Yunanistan’da 90 günden fazla konaklama yapacak kişilerin Yunanistan seyahat amaçlarını belirlenmelerinin ardından, vize başvuru işlemleri hakkında kapsamlı bilgiler edinmelidirler.

Yunanistan Aile Birleşimi VizesiYunanistan oturum vizesi işlemleri ve Yunanistan Eğitim vizeleri için Yunanistan Büyükelçiliği Konsolosluk Departmanı ve Yunanistan Konsolosluklarının Konsolosluk ve Vize Departmanlarına müracaat etmeleri gerekir.

Yunanistan Vize İşlemleri

Türkiye Cumhuriyeti Umuma Mahsus Pasaport sahibi kişilerin Yunanistan’a olan seyahatleri öncesi pasaportlarında geçerli Schengen vizeleri yok ise Yunanistan vizesi alarak seyahat etmeleri zorunludur.

T.C. Hususi (Yeşil), Hizmet ve Diplomatik Pasaporta sahip vatandaşların ise yıl içerisinde 90 ikame günü süreyi ihlal etmeme koşulu ile Yunanistan vize işlemlerinde bulunmaları gerekmez. Ancak söz konusu pasaportlara sahip kişilerin seyahatleri öncesinde pasaport geçerlilik sürelerini kontrol etmeleri önemle rica olunur.

Yunanistan kısa süreli vize başvuruları, bu konuda yetkili kılınmış başvuru merkezlerine ve akredite turizm acentalarına gerçekleştirilebilinir. Yunanistan Konsolosluğu ve tüm Schengen üye ülkeler 25 Eylül 2014 tarihinden itibaren biyometrik Bilgi Kaydı Sistemine (VIS) geçmiş bulunmaktadır.

Bu sebeple Pasaportunda ‘’VIS’’ ibaresi bulunmayan kişiler, Yunanistan ve diğer Schengen ülkeleri için yapacak oldukları Schengen vize müracaatları için Biyometrik bilgilerini ibraz etmekle yükümlü olacaklardır.

Yunanistan Vizesi İçin Gerekli Evraklar

Yunanistan Konsolosluğu, Yunanistan vize başvuru işlemleri sırasında birtakım hususları göz önünde bulundurmaktadır. Yunanistan Konsolosluğu’nun vize başvuru işlemleri sırasında dikkat etmekte olduğu hususlar ise şöyledir:

25 Eylül 2014 tarihinden itibaren yapılacak ilk Yunanistan vizesi veya Schengen vizesi müracaatlarında kişi, biyometrik bilgilerini ibraz etmekle yükümlüdür. (Parmak izi, elektronik imza ve biyometrik fotoğraf çekimi)

Pasaportlar

Yunanistan Konsolosluğu, Yunanistan vize başvuruları için kullanılacak pasaportlarda birtakım özellikleri aramaktadır. Bu sebeple Yunanistan Konsolosluğu’nun vize başvuru işlemlerinde kullanılacak pasaportlarda aradığı özellikler şöyledir: Lacivert pasaportlarla yapılacak vize başvuruları kabul edilmez. Yunanistan vize başvurularında kullanılacak bordo pasaportlar, son 10 yıl içerisinde alınmış olmalıdır.

Pasaport sürelerinin, Yunanistan seyahatlerinin sonlanmasının ardından en az 3 ay daha geçerliliği bulunmalıdır. Yıpranmış, hasar görmüş pasaportlarla yapılan vize başvuruları kabul edilmez. Vize basım işlemleri için en az 2 boş sayfası bulunmayan pasaportlarla yapılacak vize başvuruları kabul edilmeyecektir.

Yunanistan Konsolosluğu ve Yunanistan Konsoloslukları tarafından yetkilendirilmiş vize başvuru merkezlerine sunulacak başvuru evrakları güncel tarihli olmalıdır.

3 aydan daha eski tarihli belgelerle gerçekleştirilecek vize başvuruları kabul edilmeyecektir. Yunanistan vize işlemlerinde kullanılacak, kişinin bağlı bulunduğu şirkete ait vergi levhası ise vize başvurusu yapılan yıldan bir önceki yıla ait vergi beyanını içermelidir.

Kişi, ilk Schengen vizesi için müracaat edecek olması halinde ise söz konusu şirketin faaliyet belgesi orijinal ve güncel tarihli olarak ibraz edilmelidir. Yunanistan Konsolosluğu’na sunulacak olan, kişinin finansal durumunu gösteren belgeler ise yine birtakım özellikleri taşımakla yükümlüdür.

Ekonomik Durum

Bu sebeple Yunanistan vize başvuruları için kullanılacak kişinin şahsi veya şirketine ait banka hesap bilgileri, son 3 aylık bilgileri içerecek şekilde hazırlanmış olmalıdır.

Yunanistan vize işlemleri için kullanılacak banka hesap özeti son 3 aylık hesap hareketliliklerini içermeli, en az 4000 TL bir bakiye bulundurmalı ve söz konusu banka hesap özeti banka yetkilisi tarafından kaşelenmiş, ıslak imza atılmış ve atılan ıslak imzayı teyit eden banka imza sirküleri, banka hesap bildirim belgesine eklenmiş olarak hazırlanmalıdır.

Yunanistan Vize Başvuru Formu

Yunanistan vize başvuru işlemleri sırasında dikkat edilmesi gereken ve Konsolosluğun oldukça önem verdiği evrakların başında ise Yunanistan Vize Başvuru Formu gelmektedir.

Yunanistan vize başvuru formu, Yunanistan Konsoloslukları tarafından hazırlanmış olan ve vize başvuru sahibi hakkında, kapsamlı bilgi edinilmesini sağlayan resmi bir evraktır.

Vize başvuru sahibi, Yunanistan vize başvuru formu olmadan herhangi bir Yunanistan vize başvurusunda bulunamaz. Yunanistan vize başvuru formu, vize başvuru sahibi tarafından eksiksiz ve gerçeğe uygun bilgilerle doldurulmalı, kişinin vize başvuru evraklarında beyan ettiği bilgileri desteklemelidir.

Evraklar ve vize başvuru formunda beyan edilecek çelişkili, hatalı, eksik ve gerçeğe aykırı bilgiler, Yunanistan vize başvuruları için reddedilme gerekçesi veya vize başvuru dosyasının iade edilme nedeni olabilir.

Ayrıca 18 yaşından küçük Yunanistan vize başvuru sahiplerinin, başvuru formları yine eksiksiz olarak doldurulmalı ve vize başvuru formu, kişinin ebeveynleri tarafından imzalanmalıdır. (Hem anne, hem baba tarafından)

Yunanistan Konsolosluğu tarafından yine göz önünde bulundurulan bir diğer önemli evrak ise Yunanistan Konsolosluğu’na hitaben yazılacak, kişinin vize talebini belirten dilekçe metnidir. Yunanistan Konsolosluğu’na hitaben yazılacak vize talep dilekçesi, kişinin bağlı bulunduğu kurumun antetli kağıdına, şirketin antetli kağıdına yazılmalıdır.

Konsolosluğa hitaben yazılacak dilekçe vize başvuru sahibinin seyahat amacını, Yunanistan seyahatinin tarihlerini, Yunanistan seyahatinin sponsorunu ve Yunanistan vize süresi sona ermeden ülke topraklarından ayrılınacağını belirtmelidir.

Söz konusu Yunanistan Konsoloslukları’na hitaben yazılacak dilekçe, yine kişinin bağlı bulunduğu kurumun veya şirketin yetkilisi tarafından kaşesi vurulmalı ve ıslak imza atılarak beyan edilmelidir.

Yunanistan vize başvuruları için şahsen gelme zorunluluğu, vize başvuru sahibinin pasaportunda bulunan ‘’VIS’’ ibaresine bağlıdır. Pasaportunda ‘’VIS’’ ibaresi bulunmayan kişilerin, başvuru esnasında şahsen bulunmaları mecburidir.

Pasaportunda ‘’VIS’’ bulunan kişilerin, başvuru esnasında bulunmaları ise zorunlu değildir. Pasaportunda ‘’VIS’’ ibaresi bulunan kişiler, başvuru esnasında şahsen bulunmalarına gerek kalmadan Yunanistan vize başvurularını 3. bir kişi aracılığı ile alabilirler.

Yunanistan Vizesi Biyometrik Veri Kaydı (VIS)

25 Eylül 2014 tarihinden tüm Schengen üye ülkeler Biyometrik Bilgi Kaydı Sistemi’ne geçmiş bulunmaktadır. Biyometrik Bilgi Sistemi vize başvuru işlemlerinde bulunacak kişilerin, kişisel biyometrik verilerini kaydetmektedir.

Bu sebeple vize başvuru sahipleri Yunanistan vize başvuruları sırasında parmak izi bilgilerinin ibrazını, elektronik imzalarını ve fotoğraf çekim işlemlerini tamamlamak durumundadır. Alınacak olan biyometrik veriler, başvuru sahibinin Pasaportuna ‘’VIS’’ ibaresinin düşülmesini sağlayacaktır.

Pasaportunda ‘’VIS’’ ibaresi bulunan kişilerin ise, 5 yıl geçerli olma koşulu ile her yeni Schengen vize müracaatında biyometrik bilgilerini ibraz etme yükümlülüğünden muaf tutulacaktır.

Ancak Yunanistan Konsolosluğu ve Yunanistan Vize Başvuru Merkezleri, gerek duyması halinde başvuru sahibinden yeni biyometrik bilgi beyanını talep edebilecektir.

Yunanistan Vize Başvuru Formu

Yunanistan vize başvuru formu, Yunanistan Konsolosluğu tarafından hazırlanmış olan resmi bir belgedir. Yunanistan Konsolosluğu’nun hazırlamış olduğu başvuru formunun doldurulması zorunlu olup, Yunanistan vizesi için başvuru işlemlerinizin ilk adımını bu form oluşturacaktır.

Yunanistan vize başvuru formu, eksiksiz ve gerçeğe uygun bilgilerle doldurularak başvuru evraklarınız arasında bulundurulmalıdır. Yunanistan Konsolosluğu, başvuru sahibi hakkındaki kapsamlı bilgiye başvuru formu aracılığı ile ulaşırken, Yunanistan vize başvuru formunda eksiksiz ve gerçeğe uygun olan bilgiler verilmelidir.

Yunanistan Vizesi Hakkında Sık Sorulan Sorular

Yunanistan vize reddi aldım ne yapmalıyım?

Yunanistan vizesi için yapılan başvurular, Yunanistan Konsolosluğu ve Yunanistan Büyükelçiliği tarafından talep edilen şartlar yerine getirilmediği takdirde ret ile sonuçlanabilmektedir.

Yunanistan vizesi başvurusunda bulunan kişilerin sahte ya da eksik evrak sunması, seyahat amacının kanıtlanmaması, seyahat amacının eldeki belgelerle inandırıcı bulunmaması, kişinin Yunanistan seyahati bitiminde ülkeden ayrılacağını gösterir belgeler ibraz etmemesi gibi durumlarda Yunanistan vize başvuruları ret ile sonuçlanabilmektedir.

Yunanistan vize başvuruları ret ile sonuçlanan kişilerin,  bu karara itiraz etme hakkı bulunmaktadır.

Yunanistan vize başvurusuna ret cevabı alan kişiler, eksik ya da yanlış beyan edilmiş evraklarını tamamlayarak, Yunanistan Büyükelçiliği’ne reddedilen vize başvurularının yeniden değerlendirilmesi talebi ile başvuru yapabilirler.

Yunanistan vize ücreti nedir?

Yunanistan vize ücreti Yunanistan Konsolosluğu tarafından belirlenmektedir. Yunanistan vize ücreti konsolosluk harç bedelleri ve vize başvuru merkezi koordinasyon ücretlerini içermekte olup vize türü ve süresine göre değişebilmektedir.

Ayrıca döneme bağlı olarak Konsolosluk tarafından güncellenmektedir. Yunanistan Schengen vizesi ve Yunanistan D vize türlerinin ücretleri de farklılık gösterir ve seyahat öncesinden Yunanistan Konsolosluğundan ve akredite vize başvuru merkezlerinden konfirme edilmelidir.

12 yaş ve altı çocuklardan vize ücreti talep edilmemektedir. Yunanistan kapı vizesi seyahat acentelerinden alındığından bu ücretler de farklılık gösterebilmektedir.

Yunanistan’a araç ile gideceğim, hazırlamam gereken ek evraklar nelerdir?

Yunanistan’a araçla yapılacak seyahatlerde vize başvuru sahibinin durumuna uygun evrakların yanında hazırlaması gereken ek evraklar vardır.

Araç ruhsatı fotokopisi, beynelmilel ehliyet ve aracın yeşil sigortasının yaptırılması gerekmektedir. Eğer aracın sahibi ve aracı kullanacak kişi farklı ise araç sahibinden aracı kullanacak kişiye vekalet verilmesi gerekmektedir.

1 Ocak 2016 tarihinden sonra ehliyet yenilemesinin yeni kriterlere göre yapılmışsa, beynelmilel ehliyet çıkarmaya gerek kalmadan mevcut ehliyet ile seyahat edilebilmektedir.

Yunanistan vizesi ne zaman çıkar?

Yunanistan vizesi, vize randevusunu müteakiben 7 ila 15 iş günü içinde Yunanistan Konsolosluğu tarafından sonuca bağlanmaktadır. Akredite vize başvuru merkezlerinin vize kararına etkisi söz konusu değildir ve vize süresine ve onayına veya reddine karar veren tek yetkili kurum Yunanistan Konsolosluğudur. Konsolosluğun yoğun olduğu dönemlerde, başvuru sahibinden ek evrak veya mülakat gibi taleplerde bulunulduğunda bu süre uzayabilmektedir. Başvuru sahibinin 3 ay öncesinden Yunanistan vize işlemlerini başlatma hakkı vardır ancak daha öncesinde herhangi bir işlem yapılamamaktadır.

Yunanistan vize başvurusunu şahsen yapmak zorunlu mu?

Eğer daha önce Schengen vizesi alınmamışsa veya Schengen vizesi için geçerli parmak izi yok ise, başvuru sahibi Yunanistan vize başvurusuna şahsen gelerek parmak izi ibrazında bulunmalıdır.

Eğer geçerli parmak izi var ise, başvuru sahibi işlemlerini vekil tayin edeceği aracı firmalar ve üçüncü şahıslar yoluyla da yapabilmektedir.

Bu durumda vize başvuru sahibi, üçüncü şahıs ve firmalara yetkilendirme yazısı vererek Yunanistan vize işlemlerinin takibini yaptırabilmektedir

Yunanistan’dan Schengen vizesi alarak diğer Schengen ülkelerine seyahat edebilir miyim?

Yunanistan Schengen vizesi ile diğer Schengen ülkelerine seyahat edebilirsiniz ancak eğer en uzun kalacağınız ülke Yunanistan’sa vize başvurunuzu Yunanistan Konsolosluğu’na yapmanız doğru olur.

Eğer Yunanistan’ı içeren bir seyahat planınız var ve en uzun süre kalacağınız ülke diğer bir Schengen ülkesi ise bunu evraklarla belgeleyerek (otel rezervasyonu ve uçak bileti) göstermeniz ve o ülkeden Schengen vize başvurusu yapmanız gerekmektedir.

Avrupa turu veya birden fazla Schengen ülkesini ziyaret durumlarında en uzun süre kalınacak olan ülkeden vize başvurusu yapılması doğru olur.

Yunanistan vizesi ile en çok ne kadar süre Schengen bölgesinde kalabilirim?

Yunanistan vizeniz çıktıktan sonra vize etiketi üstünde giriş sayısı ve kalış süresi yer almaktadır. Schengen vizeleri en fazla 90 günü kalışlı olarak verilmektedir ancak bu her Schengen vizesinin 90 gün kalmaya izin verdiği anlamına gelmez.

Örneğin vizeniz 3 aylık çıkmış olabilir ancak kalış süreniz 30 gün ise ancak ve ancak 30 gün Schengen bölgesinde kalabilirsiniz. Eğer tek girişli bir vize aldıysanız bu şekilde Schengen bölgesinden ayrıldığınız anda vizeniz geçerliliğini yitirecektir.

Yunanistan Schengen vize etiketinin üstünde yer alan giriş sayısına ve kalış süresine dikkat etmek gerekmektedir. Kalış süresi aşıldığı takdirde cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir, bir sonraki başvurularınızda sorun yaşayabilir ve vize reddi alma olasılığınız olabilir.

Yunanistan kapı vizesi ile diğer Schengen ülkelerine de seyahat edebilir miyim?

Yunanistan kapı vizesi Schengen statüsünde olmakla birlikte bu vize ile diğer Schengen ülkelerine seyahat edemezsiniz ancak kapı vizesinin geçerli olduğu adalara, vizenizin kapsadığı kalış süresi boyunca seyahat edebilirsiniz.

KOSMOS

PERPA HABERLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK

Muazzez İlmiye Çığ

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin Yaşlı Annesi

Muazzez İlmiye Çığ: 104 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum artık bıktım yaşamaktan

“60 yaşına gelip de hala okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum”

Muazzez İlmiye Çığ

Muazzez İlmiye Çığ

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

Osmanlı’nın son yıllarına, iki dünya savaşına ve Cumhuriyet’in her dönemine tanıklık etti. 104 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ dünyanın sayılı sümerologlarından, saygın bir bilim insanı. “104 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum” diyen Çığ;  “Artık bıktım yaşamaktan, çok dertleniyorum” diyor.

Posta’dan Oya Çınar’a konuşan Çığ “60 yaşına gelip de hala okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum” ifadesini kullanıyor. Çığ’ın Çınar’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Nasıl bir his 104 yılı devirmek?

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

104 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum. Beklemiyordum. Ama artık bıktım yaşamaktan. Çok dertleniyorum. Kendimle ilgili değil ama etrafımda olup bitenler beni çok üzüyor. Çocuklarım, torunlarım için kaygılanıyorum, onlar için ödüm kopuyor.

Özel bir çabanız oldu mu bu kadar uzun yaşamak için?

Yoo! Hiç özel bir şey yapmadım. Az da yemedim, çok da yemedim. Ama çok yürüdüm. Hâlâ yatak sporlarım vardır. Şimdi biraz bacaklarım ağrıyor, zorlanıyorum ama yine de yapıyorum.

Sizce ruh yaşlanıyor mu?

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

Yaşlanmanın kötü yanı o ya işte kızım. Bedeniniz bazı şeylere eskisi gibi izin vermiyor ama ruh yaşlanmıyor. Duygular hiç değişmiyor. Gençlikte nelere ağlıyorsam hâlâ aynı şeylere ağlıyorum. Nelerden heyecan alıyorsam aynı şeylerden heyecan alıyorum.

Muazzez İlmiye Çığ Nasıl geçti hayatınız?

Dolu dolu geçti. Dalgalarda kaldım ama hiç boğulmadım. Hep su yüzünde kaldım. Çok çalıştım. O kadar işin gücün arasında iki çocuğum oldu. Annemin yardımlarıyla ve kocamın anlayışıyla büyüttüm. Kıyafetlerini kendim dikerdim. O zaman hazır giyim yoktu. Evde de dışarıda da hep çalışarak geçti hayatım.

Fahri doktoranız, 23 kitabınız ve bilimsel makaleleriniz var. Eğlenceye vakit kaldı mı hiç?

Yaratırdım! Tabii eğlence deyince benim aklıma sinema, tiyatro ve seyahat geliyor. Eşimle sık sık tiyatroya giderdik. İmkan buldukça davetlere, kokteyllere katılırdık. Ve hep gezerdim. Sadece Japonya’ya 15 kere gittim.

Neden sümeroloji?

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi açılalı bir yıl bile olmamıştı. İki arkadaş, Fransızca bölümüne kayıt olmak istiyorduk. Ama kayıtları dolmuş. “Hititoloji profesörü yeni geldi. Yan dersler olarak da sümeroloji ve arkeoloji olacak” denildi. Gidip oraya kayıt olduk. Tabii çok cahiliz o zaman. ‘Loji’nin ‘bilim’ olduğunu bile bilmiyorduk. Tesadüfen başladı her şey.

Sonra?

Hocamız okulda kalmamı çok istedi ama ben istemedim. Babam çok kızdı; o da profesör olmamı istiyordu. Sonra İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde çalışmaya başladım. Hiç de pişman olmadım. Maalesef okulda kalanlar ne sümeroloji ne de başka alanda bir şey ortaya koyabildi. Koskoca bir sümeroloji arşivi meydana getirdik. Anlaşılan o ki, biz yapmasak başkası da yapmayacakmış.

Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nin ilk mezunlarındansınız…

Sümerler - Sümeroloji

Sümerler – Sümeroloji

1935’te okul kuruldu, ben de 1940’ta mezun oldum şekerim. İyi ki açtın bu konuyu… Atatürk bu okulu açarken bir şey amaçladı. Şimdi o amacı tamamen unutmuş durumdalar. İlber Ortaylı’nın kitabında bile yok. Atatürk’ü yazmış ama bu okullar neden kuruldu, niye var, söz etmemiş bile.

Amaç neydi?

Atatürk diyor ki, Türk dilini ve tarihini araştıracak uzmanlar yetiştirmek zorundayız. Bunun için bu okulu açıyor. Türkçe’nin kökeni ne? Türkler hangi coğrafyalarda, nerelere kadar uzanmış? Bunları gelecek nesillere aktarmak için… Ama bunları yapabilmek için eğitimci lazımdı. Yoktu o zaman.

Nasıl başardı peki?

Sümerler - Sümeroloji

Sümerler – Sümeroloji

Atatürk, Cumhuriyeti kurar kurmaz lisede başarılı çocuklar arasından sınavla 150 genci seçip Avrupa’ya gönderdi. Aynı dönemde Almanya’da Hitler, pek çok değerli profesörü Yahudi olduğu için işlerinden çıkardı. Atatürk, “Hemen gelsinler” dedi. O zaman yapılmış bir anlaşma var. Ben okurken ağladım. Daha 10 yıllık bir ülkenin yaptığı şeyler bunlar. Biz bugün bir şeyler yapabildiysek, o dönem atılan tohumların meyveleri sayesinde hepsi. Aynı şekilde devam edilebilseydi Türkiye şimdi Finlandiya ve Norveç seviyesinde olabilirdi.

Kindar bir nesil yetişti

Cumhuriyet’in ilk yılları nasıldı?

Sümerler - Sümeroloji

Sümerler – Sümeroloji

1933’te, Cumhuriyetin 10. yılında Eskişehir’de öğretmendim. Kadın-erkek ayrımı nedir bilmezdik. Hep birlikte sinemaya, tiyatroya gidilirdi. Çarşaflı bir tek kadın bile görmezdik. Erkekler şapkalı, kadınlar başı açık modern bir şekilde yaşıyorduk. Bugün modern Türk kadını denince aklınıza nasıl bir profil geliyorsa, o zaman öyleydi. Köyde ve şehirde büyük bir okumayazma seferberliği vardı. Bugün 60 yaşına gelip de hâlâ okuma-yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum. Bunun bahanesi yok, 1930’ların yokluğunda bile insanların öğrenme aşkı vardı.

Bugün bile okutulmayan kız çocukları var. Siz o dönemde lisede Fransızca ve keman dersleri almışsınız…

Babam acayip bir adamdı şekerim. Yıl 1914, annem hamile. Babam diyor ki, “İnşallah kız çocuğum olur. Ona Fransızca ve keman dersleri aldıracağım.” Ben doğunca adımı Muazzez İlmiye koyuyor. Bir gün bana dedi ki, “Kızım sana İlmiye adını verdim ki ilim sahibi olasın.” Ben çocuğum tabii. Bir kulağımdan girdi, öbüründen çıktı. Kullanmazdım bile İlmiye’yi. Ne zaman kullanmaya başladım biliyor musun? Türkiye’ye yabancı bir profesör gelmişti. Bir etkinlik sırasında sohbet ederken ilk sözü şu oldu bana, “Siz tüm bu çalışmalarınızla, ilim sahibi olduktan sonra mı aldınız bu unvanı?” Güldüm. “Hayır, babam koymuş bu adı” dedim. Emekli olmuştum, düşünün. Ondan sonra hep Muazzez İlmiye’yi birlikte kullandım.

Muazzez İlmiye Çığ Benim tanrım Gök Tanrı

Günümüzü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son yıllarda yapılan her şeye rağmen Atatürk devrimleri en başarılı çağında. Onun devrimlerinin karşısında duranlar bile birden coştular. Bir şeyi ne kadar baltalamaya çalışılırsanız o kadar güçlenir; demek ki bunun idrakına geç varıldı. Gençler eskiden benden Sümerleri dinlemek isterdi. Şimdi sürekli Atatürk’ü soruyorlar.

Muazzez İlmiye Çığ Gelecekten umutlu musunuz?

Ben çok iyi olacağına kaniyim. Belki büyük bir dalgalanma olacak ama yeniden doğacağız. Seçimleri de heyecanla bekliyorum. Sıkıntılı günler yaşayacağız ama sonumuz aydınlık. Tabii çalışırsak. Vazifelerimizi bilmemiz, birbirimize kenetlenmemiz lazım. Yoksa her şey berbat olur. Yeniden Osmanlı’ya dönmemiz işten bile değil.

En çok nelerden rahatsız oluyorsunuz?

Kindar bir nesil yetişti. Ona üzülüyorum. Gazeteleri okurken deliye dönüyorum. Nasıl bu hale geldik? Deli olacağım. Bunun dinde de yeri yoktur. Eski Türklerin inancı sevgi üzerine. Gök Tanrı ‘Sev’ demiş; otu, böceği, hayvanı… Benim Tanrım Gök Tanrı. Sevecensen Gök Tanrı sıkıntını alıyor, işin gücün rast gidiyor. Değilsen de seni kendi haline bırakıyor. Öyle cezası, ateşlerde yakması yok. “Aaa bayıldım vallahi ben bu Tanrı’ya” dedim okuyunca. Vallahi bayıldım!

Avrupa’nın her rezaleti unutuldu ama Beethoven hatırlanıyor

Günlük rutininizde neler var?

Her sabah gazetelerimi gözden geçiriyorum. Bol bol okuyorum. Şimdi ‘Türkçenin Dirilişi Hareketi’ kitabı var elimde.

Magazin de okur musunuz?

Gazetelerin eklerini okurum. Artistlere martistlere bakıyorum, ne yapıyorlar diye. Ama sanatta ve sporda başarılı gençlerimize az yer veriliyor. Zaten Osmanlı’dan kalan kötü bir imajımız var. Bakın dünyaya, Avrupa’ya, İkinci Dünya Savaşı’ndaki rezaletleri, her türlü pislikleri unutuldu ama Beethoven hatırlanıyor! Sanatın böyle bir gücü vardır! Biz de Osmanlı’dan kalan bu kötü imajımızı temizlemek istiyorsak kendi Beethoven’larımızı yetiştirmemiz lazım.

Bunca yaşam deneyiminizden sonra gençlere ne öğüt verirsiniz?

Çok okusunlar. Çalışsınlar. Lisan öğrensinler. Türkçeye çok önem versinler. Lisan öğrenmek başka, kendi diline sahip çıkmak başka. Kendi dilimizin içine çok rica ediyorum yabancı kelimeleri sokuşturmasınlar. Önyargılı olmasınlar. Dedikodudan uzak dursunlar.

Bu dünyaya bir geliş amacınız var mıydı sizce?

İki gün evvel bir ressam geldi ziyaretime. Sümerlerle ilgili hayali resimler yapmış, getirmiş. Bayıldım. Benim gayem de çabam da buydu: Sümerleri halka tanıtmak. Gayeme ulaştım mı? Herhalde Atatürk’e vefa borcumu ödedim diye düşünüyorum. Türkiye’den başka hiçbir yerde Sümerler hakkında bu kadar bilinçli bir halk yok. Bu da beni çok mutlu ediyor.

Dünyaya bir gelirsem uzaya gitmek isterim

Muazzez İlmiye Çığ Sıkılınca ne yaparsınız?

Başka bir şey yaparım.

Zorluklarla mücadele ve devam etme gücünü nelerden alırsınız?

Yılmam ben bir şeyden. Yılıp da çekilmem köşeye.

Sizi ne heyecanlandırır?

Sabah çıktım balkona, bahçeme baktım. Öyle güzel renkler var ki… Eflatunu, pembesi, kırmızısı… Doğa bana coşku veriyor. Güzel bir kitap okumak, iyi bir film izlemek, gençlerle buluşmak beni heyecanlandırıyor.

Muazzez İlmiye Çığ Dünyaya yeniden gelmek ister miydiniz?

Uzaya gitmek isterdim şekerim. Uzayla ilgili çok araştırır, her şeyi severek okurum.

Kaynak T24

Muazzez İlmiye Çığ Biyografi

Ailesi köken olarak Kırımlı göçmenlerden olup babası Kırım’dan Amasya, Merzifon’a, annesi ise Kırım’dan Bursa’ya göçmüştür. Ailesi İzmir’de yaşamaktayken, 15 Mayıs 1919 tarihinde meydana gelen İzmir’in işgali ardından daha güvenli bir yer olan Çorum’a yerleşti.

Eğitim ve kariyer

İlkokula Çorum’da başladı. Daha sonra ailece Bursa’ya taşındılar. Bursa’da özel bir okul olan Bizim Mektep’te Fransızca ve keman dersleri aldı. 1926’da sınavla Bursa Kız Muallim Mektebi’ne (Bursa Kız Öğretmen Okulu) girdi. 1931 yılında mezun oldu ve babasının da öğretmenlik yapmakta olduğu Eskişehir’e tayin oldu. Eskişehir’de öğretmenlik mesleğini dört buçuk yıl yaptı.

15 Şubat 1936 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Hititoloji bölümüne kaydoldu. Nazi Almanyası’ndan Türkiye’ye iltica etmiş olan ve Ankara Üniversitesi’nde dersler veren Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock’dan Hitit Dili ve Kültürü derslerini, Prof. Dr. Benno Landsberger’den Sümer ve Akad Dilleri ve Mezopotamya Kültürüderslerini aldı. 1940 yılında Ankara Üniversitesinden mezun olduktan sonra İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivine uzman olarak atandı. Aynı yıl Kemal Çığ ile evlenmişti. Müzede çalıştığı 31 yıl boyunca meslektaşı Hatice Kızılyay ve Dr. F. R. Kraus ile birlikte müzenin deposunda bulunan Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip, sınıflandırıp numaralandırdı, 74.000 tabletten oluşan çivi yazılı belgeler arşivini oluşturdu, 3.000 tabletin kopyasını yapıp katalog halinde yayımladı.

1957’de Münih’teki Oryantalistler Kongresi’ne katıldı. 1960’ta Heidelberg Üniversitesi’nde altı aylık bir çalışma yaptı. 1965’te Roma’da sergilenen Hitit sergisini bu şehirden alarak Londra’ya götürdü. 1972’de emekliye ayrıldı.

Emeklilikten sonra bir süre yurtdışında yaşayan Muazzez İlmiye Çığ, 1988’de Philadelphia’daki Asuroloji kongresine katıldı. Prof. Kramer’in History Begins at Sumer adlı kitabını Türkçeye çevirdi ve kitap 1990’da “Tarih Sümerle Başlar” adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı. Kitabın çok ilgi görmesi üzerine 1993’te çocuklara yönelik Zaman Tüneliyle Sümerlere Yolculuk da dahil Sümer ve Hitit kültürlerini tanıtan 13 kitap yazdı.

Muazzez İlmiye Çığ Ödülleri

  • Adana Tepebağ Rotary Kulübü, Meslek Hizmet Ödülü
  • İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından Fahri Doktora unvanı, 4 Mayıs 2000
  • Osmaniye’nin Çardak köyü’ndeki Anadolu Kültür Araştırmaları Derneği tarafından “Özgür İnsan Ödülü”
  • Vatandaşlık Tepkilerim isimli kitabı, Galatasaray Rotary Kulübü tarafından İngilizceye çevrilerek Avrupa ve Amerika’daki üniversite kütüphanelerine dağıtılmıştır.

Muazzez İlmiye Çığ Davaları

Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği ve Vatandaşlık Tepkilerim isimli kitaplarında kadınlarda başörtüsünün köklerinin Akadlara dayandığını yazmıştı. Bu kitapları 2007 yılında kamuoyunda yankı uyandırdı. 2007 yılında “Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçuyla yargılandı ve ilk celsede beraat etti.

Muazzez İlmiye Çığ Kitapları

  • “Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni”, 1995, Kaynak Yayınları
  • “Sümerli Ludingirra – “Zaman Tüneliyle Yolculuk”, 1996, Kaynak Yayınları
  • “İbrahim Peygamber – Sümer Yazılarına ve Arkeolojik Buluntulara Göre”, 1997, Kaynak Yayınları
  • “İnanna’nın Aşkı – Sümer’de İnanç ve Kutsal Evlenme”, 1998, Kaynak Yayınları
  • “Zaman Tüneliyle Sümer’e Yolculuk”, 1998, Kaynak Yayınları (Genişletilmiş ikinci basım; ilk basım 1993, Kültür Bakanlığı Yayınları)
  • “Hititler ve Hattuşa – İştar’ın Kaleminden”, 2000, Kaynak Yayınları
  • “Gilgameş – Tarihte İlk Kral Kahraman”, 2000, Kaynak Yayınları
  • “Ortadoğu Uygarlık Mirası”, 2002, Kaynak Yayınları
  • “Ortadoğu Uygarlık Mirası 2”, 2003, Kaynak Yayınları
  • “Sümer Hayvan Masalları”, 2003, Kaynak Yayınları
  • “Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği”, 2004, Kaynak Yayınları
  • “Vatandaşlık Tepkilerim”, 2004, Kaynak Yayınları
  • “Atatürk Düşünüyor”, 2005, Kaynak Yayınları
  • “Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği”, 2005, Kaynak Yayınları
  • “Çivi Çiviyi Söker – Muazzez İlmiye Çığ Kitabı”, Serhat Öztürk, 2002, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
  • “Sümerlilerde Tufan – Tufan’da Türkler”, 2008, “Kaynak Yayınları”

PERPA HABERLERİ

PERPA HABER ANA SAYFA

PERPA İLETİŞİM

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu çalışanlarıyla buluştu. İmamoğlu, Saraçhane’deki binanın başkanlık katında İBB çalışanlarıyla bir araya geldi. Burada personele hitap eden İmamoğlu, bu anları yaşayan birisi olduğunu ifade ederek, insani bir konuşma yapacağını söyledi.

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekremİmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu. İmamoğlu, Saraçhane’deki binanın başkanlık katında İBB çalışanlarıyla bir araya geldi. Burada personele hitap eden İmamoğlu, bu anları yaşayan birisi olduğunu ifade ederek, insani bir konuşma yapacağını söyledi.

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu Bankamatik Çalışanlar

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu kuruma hizmet etmeyip maaşını buradan alıp başka bir kuruma hizmet edenler varsa inanın biz onu zaten tespit ederiz. Ama ben olsam o kişinin yerinde istifamı veririm. ‘Allah’a ısmarladık’ der giderim” dedi.

Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’deki binanın başkanlık katında İBB çalışanlarıyla bir araya geldi. Burada personele hitap eden İmamoğlu, bu anları yaşayan birisi olduğunu ifade ederek, insani bir konuşma yapacağını söyledi.

“Benden bir belediye başkanı nutku beklemeyin” diyen İmamoğlu, “Tüm insani değerler ve bakışımla konuşacağım. Şunu ifade edeyim. Bu konuda çok netim ve samimiyim. Bizim belediye bünyesinde çalışan hiçbir bireyle bir sıkıntımız asla olmaz.

Her çalışan arkadaşımızın ekmeğine ve alın terine inanılmaz saygı duyan bir vicdana ve ahlaka sahibim. Bu vicdan ve ahlakın karşılığı olarak aynı vicdan ve ahlakı elbette ki siz çalışma arkadaşlarımdan bekliyorum.” diye konuştu. 

Belediye başkanı olarak çalışma arkadaşlarında istediği bir kaç önemli hususun bulunduğunu anlatan İmamoğlu, şöyle devam etti: 

“Göreve geldim. Allah nasip eder, 5 yıl burada kalırız. Bu duygularımla, bu süreç içinde tek temennim, bana göre dünyanın ve İstanbul’un en başarılı belediye başkanı olmak. Bunun için çok çalışırım. Çalışmamın sınırı yoktur. Çok alın teri dökerim. Dolayısıyla bu sürece her arkadaşımın katkı sunmasını dilerim.

Katı nedir? İnsan hangi makamda, hangi birimde çalışırsa çalışsın işini en iyi yapan olmasıdır. Her biriniz aynı titizlikle işinize sarılmalısınız. Burada ekmeğinizi sunan ben değilim.

Size ekmeğinizi sunan bu şehrin 16 milyon insanın vergisidir. Ekmeğinizi ben size sunmadığım gibi bir başkası da sunmuyor. Dolayısıyla kula kulluk etmenizin bir anlamı yok. Halk beni seçti. Bu makamın emanet olduğunu biliyorum. Sizlerin de bu sürece en iyi şekilde, layık olacak şekilde hizmet etmenizi diliyorum. İşin özeti bu kadar.” 

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu İşinizin Takipçisi Olacağız

İmamoğlu İşinizin Takipçisi Olacağız

İmamoğlu İşinizin Takipçisi Olacağız

İmamoğlu, çalışanların işlerini iyi yapıp yapmadıklarının takipçisi olacağına vurgu yaparak, “Belli bir siyasi dönemin, belli ilişkilerle ya da kendi hakkınızla buraya işe girmiş olabilirsiniz. O bitti gitti. Bu aşamadan sonra, yani işe girdiğiniz an itibarıyla artık buraya tabisiniz.

Bazı insanlar, sözlerimi tek odaklı bir yere çekiyor. Ben tekrar yineleyeyim ki, beni daha iyi anlayasınız. Dedim ki, ‘Kişilere, partilere, kurumlara, derneklere, vakıflara, cemaatlere hizmet yok. Kendi özelinizle hizmet ediyorsanız, buyurun edin. O sizinle onların arasında. Beni ilgilendirmez.

Ama burada çalışanların, emeğiyle elde edeceğimiz bir sürecin, tek amacı olacak. İstanbul şehrine hizmet etmek. İşinizi yapın, gelip elinizi sıkayım. Bu tavrımın aynısının yol arkadaşlarım kadrom da sizinle paylaşacak.” ifadelerini kullandı. 

İBB’nin tüm personeliyle de konuşacağını dile getiren İmamoğlu, “Karalamalar ve lekelemeler olacak. Hiçbiri umurumda değil. Bizim bünyemiz buna alışkın. Biz yaptığımız işin doğruluğuna bakarız. Geriye dönüp kim ne demiş diye bakmayız.” dedi. 

Herkesin İşini Yapması Gerekir

Herkesin işini yapması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, şunları kaydetti: 

“Burada, yapının içerisinde maaşını alıp hizmet etmeyenler varsa ben söylemeden bıraksın gitsin. İstifasını versin gitsin. Maaşını alıp bu kuruma hizmet etmeyen, başka yerlere başka kurumlara hizmet edenler varsa, belediyenin bazı kamu kurumlarına hizmet etme mecburiyeti vardır.

Ben ondan bahsetmiyorum. Siz ne demek istediğimizi anladınız. Bu kuruma hizmet etmeyip maaşını buradan alıp başka bir kuruma hizmet edenler varsa inanın biz onu zaten tespit ederiz ama ben olsam o kişinin yerinde istifamı veririm. ‘Allah’a ısmarladık’ der giderim. Göreceksiniz ben belediye başkanlığım süresince böyle bir şeye asla müsaade etmedim, etmeyeceğim.

Dolayısıyla benim sözümü lütfen anlayın. Kendinizi sorumlu hissedip, dediğim şey aslında tam da kul hakkıdır, bahsettiğim şey aslında bu şehrin insanlarının yükünün sizlerin sırtında olduğunu hatırlatmasıdır, başka bir şey değil. Emeğinize bakın, işinizi yapın, çok moralli bir şekilde işinize gelin. Moralli bir şekilde evinize gidin.

İşinizi yaptıkça göreceksiniz bizim sizlerle olan diyaloğumuz, muhabbetimiz ve arkadaşlığımız, yol arkadaşlığımız daha da kuvvetlenecek. On binlerce insanın bu kurumda direkt veya endirekt çalıştığını biliyorum.

Ben Size Patronluk Yapmaya Gelmedim

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu

İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu

Dolayısıyla benim niyetim, sadece İstanbul’da yaşayanların değil bu çatı altında çalışan on binlerce insanın da kalbini kazanıp onlarla yol arkadaşı olmak. Başka bir şey değil. Ben size patronluk yapmaya gelmedim. Ben sizin belediye başkanınız ve yol arkadaşınızım. Siz de bana yol arkadaşlığı yapacaksınız. Bu kadar net.”

Kaynak

PERPA HABERLERİ

PERPA HABER ANA SAYFA

PERPA İLETİŞİM

Kaydırmaz Bant Nedir

Kaydırmaz Bant Nedir Kullanım Alanları Nerelerdir

Kaydırmaz Bant Nedir

Kaydırmaz Bant Nedir

Kaydırmaz Bant Nedir

Kaydırmaz Bant Nedir Non-slip bands, kaygan, eğimli ve çok kademeli, merdiven vb. yüzeylerde kaymadan dolayı  oluşabilecek kaza risklerini minimize eden teknik bant çeşididir.

Kaydırmaz Bantlar, kaygan, eğimli ve çok kademeli merdiven gibi yüzeylerde kaymadan dolayı oluşabilecek kaza risklerini azaltır. Yüzeyin fiziksel yapısından (Mermer, Granit), Cilalama, temizleme, ıslaklık, Yağmur, kar ve don gibi iklimsel koşullarda oluşabilecek kazaları minimize eder.

Günümüzde, evlerde, işyerlerinde, otellerde ve, rezidans gibi işletmelerde temizlik kaygılarından dolayı, pürüzsüz, pırıl pırıl cilalanmış yüzey kaplamaları özellikle tercih edilmektedir. 

Yüzeyin kir pas tutmaması için pürüzsüz olması gerekiyor. Bu yüzden yüzeyler mermer vb. kaplamalar ile kapatılıyor. Bu tip yüzey kaplamaları çok kolay temizleniyor, fakat, mevsimsel değişiklikler (sıcaklık, don), fiziksel değişiklikler (eğim vb.) bu tip yerlerde ciddi kazalara yol açabiliyor.

İnsanlar eğim, buz, don, pürüzsüzlük gibi nedenlerle çok kolay kayıp düşebiliyor. Bu kayma ve düşmeler genellikle sert zeminlerde olmasından kaynaklı olarak çoğunlukla ölümcül veya kalıcı hasarlara neden olabiliyor.

İnsan sağlığı ve iş güvenliği açısından, işyerlerinde, evlerde, otel, fabrika gibi değişik mekanlarda, fiziksel etkilere maruz kalan alanlarda ( sıcaklık, soğukluk), 20 dereceyi geçen eğimlerde fiziksel önlemler almak gerekiyor.

Alınacak önlemlerin en başında Kaydırmaz Bant kullanımı geliyor.

Kaydırmaz bantlar ısı değişiminden etkilenmezler. Sıcak, soğuk, don vb. durumlarda insanlar kaydırmaz bant yapıştırılmış yüzeylerde rahatlıkla yürüyebilirler.

Kaydırmazlık bandı kullanılırsa, o yüzey ne kadar eğimli olur ise olsun, o yüzeyden insanlar, kolayca, kaymadan, iner ve çıkabilirler. İster merdiven, ister eğimli pürüzsüz yüzey olsun, fark etmez.

Kaydırmaz Bantların Ömrü

Kaydırmaz bantlar, yapısındaki kimyasal maddelere bağlı olarak 2-5 yıl ömür beklentili olabilir. bu beklenti ortamın extrem değişikliklerine göre değişiklik gösterebilir.

Extrem koşullarda kaydırmaz bant kullanmanız gerekirse (Anormal sıcaklık değişimleri, anormal eğimler gibi) bizden detaylı bilgi isteyiniz. Çünkü kaydırmaz batlar normal şartlar altında  -10-+ 40 derece sıcaklıklara ve en fazla 45 derece eğime göre üretilmektedir.

Kaydırmaz Bant Kullanım Alanları

Kaydırmaz bantlar ya da yaygın kullanım adıyla merdiven kaydırmaz bantlar, merdiven bantları yaygın olarak, sıcaklık gibi dış fiziksel etkilerden çok kolay etkilenebilecek veya çok eğimli merdivenlerde, ya da eğimli veya eğimsiz, pürüzsüz yüzeylerde kullanılması gerekmektedir.  Sektörel ve önem sırasına göre sıralarsak;

Kaydırmaz Bantlar okullarda kullanılır

Her yaştan çocuğun okuduğu okullar, merdivenleri, farklı eğim içeren alanlarıyla çocukların en fazla tehlike ve kazaya maruz kaldığı yerlerdir. Bu tip merkezlerin merdivenlerine, pürüzsüz mermer yüzeylerinde mutlaka kaydırmaz bant kullanılmalıdır.

Merdivenler, düzgün eğimsiz ama kaygan olan her yüzey çocuklar için tehlikelidir. Merdivenlerde kayıp düşebilirler, Düzgün, pürüzsüz, eğimsiz yüzeylerin ıslaklığı vb. sorunlardan dolayı kayıp düşebilme ve ciddi hasar görme olasılıkları vardır.

Her yaştan öğrenci okutan okullar mutlaka, eğimli, eğimsiz parlak yüzeylerde ve merdivenlerde kaydırmaz bant kullanmalıdır.

Derecesine olursa olsun, pürüzsüz, eğimli yüzeyler kayma riskini artırır, kazalara yol açar.

Perpa Ticaret Merkezi A Blok, Kat:5 No:173 Şişli, İSTANBUL

Telefon 

0212 220 55 62

0212 220 55 63

info@solinambalaj.com

AMBALAJ MALZEMELERİ

KAYDIRMAZ BANTLAR

PERPA DUYURULAR

PERPA HABERLERİ

PERPA FİRMALARI

PERPA İLETİŞİM

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA FACEBOOK