Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç Fenerbahçe Kongre

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç. Fenerbahçe Kulübü Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda Ali Koç, 20 bin 736 geçerli oyun 16 bin 92’sini aldı ve Aziz Yıldırım’ı geride bırakarak başkanlığa seçildi. Ülker Stadı’nda yapılan tarihi kongrede kullanılan oyların 20 bin 736’sı geçerli sayıldı.

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Üyelerin yoğun ilgi gösterdiği genel kurulda, saat 10.00’da başlayan oy verme işlemi saat 17.00’ye kadar devam etti. Daha sonra Genel Kurul Divan Başkanı Vefa Küçük’ün öncülüğünde oy sayım işlemine başlandı. Yaklaşık 2,5 saatte sayılan oyların sonucunda neticeyi de Küçük açıkladı.

Ali Koç, 16 bin 92 oy alarak yeni başkan olurken, Aziz Yıldırım 4 bin 644 oyda kaldı. Koç, Yıldırım’a 11 bin 448 oy farkı attı. Seçim sonrası konuşan yeni Başkan Ali Koç, “Kendimizden çok emindik. Kazanan, fark atacaktı. Bu yolda kimseye biat etmedik. Mutlu olmaya, gurur duymaya hazır olun” dedi.

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Ülker Stadı’nda gerçekleştirilen tarihi kongrede mevcut başkan Aziz Yıldırım ile eski yöneticilerden Ali Koç, başkanlık için yarıştı. Kulüp tarihinde ilk kez statta düzenlenen kongreye rekor katılım gerçekleşti. 21 bin 350 üyenin katıldığı ve rekor kırıldığı Fenerbahçe Kongresi’nde oy verme işlemi sona erdi ve oylar sayıldı.

Sayım devam ederken Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Ülker Stadı’ndan ayrıldı. Fenerbahçe’nin 37. başkanı Ali Koç oldu. Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük de Ali Koç’u tebrik etti.

Divan Başkanı Küçük’ün açıkladığı resmi sonuçlara göre 20 bin 736 geçerli oy kullanıldı.

Aziz Yıldırım 4 bin 644 oy alırken, başkan seçilen Ali Koç 16 bin 092 oy aldı.

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin yeni başkanı Ali Koç, “Kendimizden çok emindik. Kazanan, fark atacaktı. Bu yolda kimseye biat etmedik. Kimseden menfaat beklemedik. Bir kampanya bu kadar organiz olabilirdi. Bu sizin sayenizde oldu. Gittiğim her yerde, “herkes yolcu taraftar hancı” dedim. Ben de bir taraftarım.

Teşekküre başlasam sahura kadar burada kalırım. Ben size, siz bana inandınız. Sizleri mahcup edecek bir şey yapmamak için ben ve arkadaşlarım camiaya layık olmak için itinayla davrandık. Çok küçük bir ekibim vardı. Biz sadece sizlere aracı olduk.”

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

“Bu yola çıkarken Burhan Karaçam’a gittim, “Var mısın” dedim. “Sonuna kadar varım” dedi. Finansal çalışmalar yaptık. Hep onu çalıştık. Semih Özsoy ile yönetim kurulundaydık. Onunla çok da haşır neşir değildik, taa ki 3 Temmuz’u yaşayıncaya kadar.

Bir kısmını burada gördüğünüz bu arkadaşlarla yola çıktık. “Tam zamanı şimdi” sloganını onlar buldu. Sizlerle iletişim yapmamızı, sosyal medya hizmetini bu arkadaşlar sayesinde takip ettik. Ona göre adımlarımızı attık. Kendimiz inandık ama her zaman mütevazi davrandık. İyilik kazanacak dedik, iyilik kazandı.

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Hepinize ne kadar teşekkür etsem, saatlerce bekliyorsunuz. Siz de aslında milyonların vitrinisiniz. Hep beraber başardık. Esas yolculuk şimdi başlıyor. Çok zor bir yolculuğa hep beraber çıkıyoruz. Biliyorum beklentiniz yüksek. Mutlu olmaya gurur duymaya hazır olun” dedi.

“Bu süreç bitti. Kızgınlık yok. Ne yaşandıysa yaşandı. Keşke yaşanmasaydı. Bir sözüm de başkanımız sayın Aziz Yıldırım’a. Sayın Yıldırım olmasaydı ben burada olmazdım. Aziz Yıldırım olmasaydı, Türkiye’deki pek çok stat olmazdı. Fitili biz ateşledik. Göreceksiniz yakın zamanda Türkiye’de müthiş basketbol sahaları olmazdı.

O olmasaydı bizim salonumuz da olmazdı. Hayatta herkesin artıları eksileri vardır. Başkanımızın Fenerbahçe’ye kattıklarından dolayı her şeyiyle efsane başkan olmayı fazlasıyla hak etmiştir. En büyük kahramanlığı da 3 Temmuz’da göstermiştir. Kendisi direk hedef alınmıştır”

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

“12 Mayıs’ta burada neler yaşadığımızı hepiniz biliyorsunuz. Resmen taraftarımıza tuzak kuruldu. Sahaya inmesi istendi. Maç başlamadan gaz sıkılmıştı. Bütün bize karşı güçlerin en güçlü olduğu dönemde en zayıf anımızda dimdik ayakta durdu.

Camia olarak dimdiktik, diriydik; sonra yorulduk. Yorulmaya hakkımız yok. Hakkımız bize verilinceye kadar ve bu uzun süre olacak. Kimse bizimde başa çıkamaz.”

2 Nisan 1967’de dünyaya gelen Ali Koç, evli ve iki çocuk babası.

Fenerbahçe’nin yeni başkanı, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili görevini üstleniyor.

ALİ KOÇ’UN EĞİTİMİ

Harvard Üniversitesi, Boston, Massachusetts, A.B.D. – İşletme Fakültesi, Master

Rice Üniversitesi, Houston, Texas, A.B.D. – İşletme Fakültesi

Harrow School, Londra, İngiltere – Matematik, Ekonomi ve Coğrafya yüksek derece

MÜRSEL CÖMERT

PERPA HABERLERİ

ANA SAYFA

PERPA FACEBOOK

Doğu Perinçek Perpa’yı Ziyaret Etti

Doğu Perinçek Perpa’yı Ziyaret Etti

 

Doğu Perinçek Perpa'yı Ziyaret Etti

 

Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek Perpa’yı ziyaret etti.

31 Mayıs 2018 Perşembe günü saat 11:00’de Perpa girişinde Perpa A Blok Başkanı Hasan Sezgin, A Ve B Blok yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan Doğu Perinçek Perpa B Blok Toplantı salonunda Perpalılara hitap etti.

 

Başkan Hasan Sezgin, Perinçek’e kısaca Perpa’yı tanıtarak, ”Perpa küçük bir Türkiye örneğidir, siyasette başarılı olmak isteyenlerin yolu Perpa’dan dah çok geçmelidir” dedi.

Perpa B Blok Başkanı Mithat Yümlü, Perinçek’e Hoşgeldiniz diyerek, ”Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, diktatörlüğü reddedip, demokrasiy tercih etmiştir, Perinçek’e çıktığı yolda başarılar diliyorum’. dedi.

Doğu Perinçek Perpa'yı Ziyaret Etti

Perpa Toplantı Salonu’nda Perpalılara hitap eden Doğu Perinçek, ”Sizleri saygı ile selamlıyorum, Çarşı esnaflığı bir tür ahilik geleneğidir, ahlak geleneğidir. Türkiye şimdi zor bir dönemde, ekonomide zorluklar yaşıyoruz, güvenlik ve terör sorunu var fakat türkiye zor dönemlerde çözümler üretebilecek potansiyele sahiptir, Bizim tarihimizde var, Ergenekon Destanı zorlukları yenme destanıdır.” dedi.

Doğu Perinçek Perpa'yı Ziyaret Etti

 

Elektrikli Gemiler Geliyor Feribotlar, gemiler elektrikleniyor

Elektrikli Gemiler

Elektrikli Gemiler Geliyor

Elektrikli Gemiler

Elektrikli Gemiler Geliyor

Otomobilde yerli elektrikli araç üretecek şirketler “babayiğit” olarak anılırken, denizin babayiğitleri de yaptıkları çalışmalarla dikkat çekiyor. Türk tersanelerinden çıkan elektrikli gemiler, Norveç fiyortlarında dolaşıyor. Feribotlar, balıkçı gemileri Türkiye’de elektrikli hale getiriliyor.

ELEKTRİKLİ otomobiller gibi yeni bir akım da elektrikli gemiler. Malum dünya ticaretinin büyük bölümü halen gemilerle gerçekleşiyor. Deniz trafiği, dünyadaki karbondioksit (CO2) emisyonlarının yaklaşık yüzde 2.1’ini oluşturuyor. Karayollarında araçları elektrikli sisteme geçirerek çözüm arıyorlar.

Denizlerde de aynı yarış başladı. Çünkü dört bir yanımız deniz ve denizlerimizde binlerce dizel motorla çalışan gemi var. Dünyada elektrikli gemi yapabilen 10-15 marka var. Bunlar Siemens, Rolls Royce ve ABB gibi çok büyük firmalar. Ama tamamı Türk olan bir şirket, bu alanda yaptığı çalışmalarla devlerle yarışıyor. Elkon isimli şirket, Norveç fiyortlarında gezen feribotları, kuzey denizlerinde balıkçı gemilerini, büyük gemilere eşlik eden kılavuz gemileri elektrikli hale getiriyor.

Gemiler Elektrikleniyor Feribotlar, balıkçı gemileri Türkiye’de elektrikli hale getiriliyor

Gemiler Elektrikleniyor Feribotlar, balıkçı gemileri

Dünyanın dört bir yanından gemi siparişi alıyorlar. Elkon Genel Müdürü Ertuğ Yaşar, “Norveç başta olmak üzere gelişmiş ülkeler elektrikli gemiye geçmek için dünya çok ciddi bir irade ortaya koyuyor. Örneğin feribotlar tamamen sıfır karbon salımıyla elektrikli tahrik sistemli olarak yapılabiliyor. Bu feribotları Tesla gibi düşünürseniz, Tesla’nın içindeki elektrik set sistemini ve elektrik sistemlerini biz yapıyoruz” diyor.

En Büyük Pazar Norveç

Elektrikli gemiler, içten yanmalı makineler yerine, elektrik motorlarla çalıştırılıyor, hareket gücü, gemi karada iken şarj edilen bataryalardan elde ediliyor. Dünyada bu teknolojiyi yapan 10-15 firma bulunduğunu anlatan Yaşar, “Elkon da ülkemizde bu teknolojiyi hem Türk, hem de yabancı tersanelerde inşa edilen gemilerde uyguluyor” diyor.

Elektrikle çalışan gemilerde talebin genelde Batılı ülkelerden ve özellikle Norveç’ten geldiğini söyleyen Yaşar, şöyle konuşuyor: “Bunun asıl nedeni de emisyonların azaltılması isteği. Tabi elektriği de yenilenebilir kaynaklardan üretme şartı ile… Bizim gemi inşaat sektörümüz daha çok Norveçlilere, İskandinavlara, Kanadalılara, İngilizlere çalışır. Çevremize baktık gördük ki Avrupa’da bizim gibi firmalara iş veren en büyük pazar Norveç. Çok ilginç tabii 5.6 milyonluk bir nüfus, Türkiye’nin 1.5 katı bir yüzölçümü ve Avrupa gemi inşaat sektörünü domine ediyor.

Elektrikli Gemi

Elektrikli Gemi

Türkiye’de yapılan gemilerin de yüzde 50’si-60’ı Norveç’e yapılıyor. Zaten büyümek amacındayız, odağımıza Norveç’i koymalıyız dedik. Güçlü yönlerimiz olarak mühendislik tarafımız öne çıktı. Türkiye’nin 447. Ar-Ge merkeziyiz. Şu anda özellikle değişik türde balıkçı gemileri, feribotlar; römorkörler, açık deniz (offshore) rüzgâr çiftliği destek gemileri üzerinde çalışıyoruz. Özellikle Norveçli feribot operatörleri için Türk ve yabancı tersanelerde elektrik sevk sistemli feribot projelerinin çalışması hızla sürüyor.”

Türk Tersanelerinden Fiyortlara Elektrikli Feribot

YAŞAR, Norveç’te Karayolları Genel Müdürlüğü’ne tekabül eden kurumun fiyortlardaki feribot trafiğini yönettiğini anlatarak, “Orada 250’nin üzerinde hat var; bir kısmı ticari hat, bir kısmı sosyal hat. Bu hatlarla ilgili ihaleler açılıyor. 2014’ten beri hiçbir ihalede dizel makine kabul edilmiyor. En kötüsü LNG ve ihale şartı şöyle: Tabii ki fiyat ama toplam enerji verimliliği ve 10 yıl boyunca doğaya yapacağınız CO2 emisyonu. Türk tersaneleri bu gemileri yapmaya başladı. Türk tersanelerinde şu an 11 tane böyle gemi var, feribot. 3 tanesi teslim edildi, diğerleri inşa ediliyor. Tersan Tersanesi, Cemre Tersanesi ve Sefine Tersanesi inşa ediyor. Biz Sedef Tersanesi’nde Kanada’ya bir tane hibrit feribot inşa ettik” diyor.

Elektrikli Gemiler

Elektrikli Gemi

Boğaz Hatları Tamamen Elektrikli Olabilir

ELEKTRİKLİ gemiler neden yaygınlaşmıyor sorumuza karşılık Yaşar, batarya teknolojisinin henüz Uzakdoğu’dan Avrupa’ya gidiş gibi uzun yolculuklar için yeterli olmadığını vurgulayarak, şunları söylüyor: “Ama kısa sürüş dediğimiz, Çubuklu-İstinye hattı, Beşiktaş-Üsküdar hattı, Kadıköy-Beşiktaş hattı, bunlar tam da bizim yaptığımız işler.

Bunlar tamamen sıfır karbon salımıyla, elektrikli tahrik yani elektrik set sistemli olarak yapılabiliyor. Üsküdar-Beşiktaş profiline bakıyoruz, 7 dakika gidiş, 15 dakika duruyor diyelim, güç ihtiyacını hesaplıyoruz. Ne kadar kilovat saat gerekli, bunu ne kadarda şarj ediyoruz, büyük şarj gece edilecek, kısa şarjlar arada edilecek diyoruz ve ona göre uygun bataryayı buluyoruz.

Bugün bu teknoloji var ve çalışıyor. CAPEX başta biraz fazla ama OPEX düşük ve artık tamamen yeşil çevreci elektriği yenilenebilir enerji ile getiriyorsunuz. Bize kalsa Boğaziçi gibi dünyanın en güzel suyunda dizelli hiçbir şey çalışmamalı. Deniz hatları, vapurları tamamen elektrikli olabilir.”

Elektrikli Gemiler Geliyor

Elektrikli Gemiler Geliyor

Tesla’nın elektrikli otomobilleri ve TIR’larından sonra şimdi de elektrikli kargo gemilerinin üretimi için düğmeye basıldı. Norveçli iki şirket tarafından geliştirilen “Yara Birkeland”ın 2018 yılı içinde  suya indirilmesi planlanıyor. 25 milyon dolarlık maliyeti ve yüksek bakım onarım giderlerinin daha az mürettebat kullanılarak ve yakıttan elde edilecek tasarrufla karşılanacağı belirtildi.

Tech Republic’te yayınlanan habere göre Norveç’teki iki şirket, Yara International ASA ve Kongsberg Gruppen ASA dünyanın ilk elektrikli gemilerin üretimi için tasarım ve geliştirme çalışmalarını başlattı.

“Tesla Denizleri” (Tesla of the Seas) olarak adlandırılan proje kapsamında üretilecek ilk gemi olan “Yara Birkeland”, 2018’de fiyort içinde 37 mil uzaktaki bir limana gitmek üzere yola çıkacak.

Elektrikli Gemi Geliyor

Elektrikli Gemi Geliyor

25 milyon dolara mal olması planlanan geminin diğer teknelere aborda olma manevrasına kadar her şeyi kendi kendine yapması bekleniyor. Maliyetinin ve yerinde onarım masraflarının geleneksel konteyner gemilerine oranla çok daha yüksek olacağı öngörülüyor.

Ancak projeye fon sağlayan kişiler, geminin daha az mürettebat ve yakıt harcamalarındaki tasarrufla şirket masraflarının yüzde 90 oranında azaltılacağına ve maliyeti karşılayacağına inanıyorlar.

Öte yandan, Norveç’te kısa mesafeli nakliye operasyonlarında kullanılan 40 bin kamyona da gerek kalmaması ile ek maliyetin ortadan kalkması ve yakıt yoluyla doğaya salınan emisyondaki düşüşün de projeye “ek katkı” sağlayacağı düşünülüyor.

Elektrikli Gemi Geliyor

Elektrikli Gemi Geliyor

“Yara Birkeland”ın, kısa mesafeli seyirlerin ardından Amsterdam, Antwerp ve Rotterdam gibi daha uzun yolculuklar için geliştirileceği belirtiliyor. Bunun için belirtilen tarih ise 2020.

İlk Elektrikli Gemide Çin İmzası Var

Norveç’te tasarım aşamasında olan elektrikli gemi konusunda ilk somut adımı ise Çin atmış durumda.

2017’nin Kasım ayında Guanco Tersanesi tarafından inşa edilip suya indirilen 2 bin tonluk elektrikli yük gemisi, İnci Irmağı deltasında seferlerine başladı bile. Gemi, “temiz enerji” kullanmasına rağmen, Çin endüstrisinde halen fazlaca tüketilen kömürleri taşıyor.

Çin malı elektrikli kuru yük gemisi, 2 saatlik şarjla 80 kilometre yol alıyor. Geminin şarj süresi, yükünü boşaltma süresine denk geliyor. Böylece hedefine varıp yükünü boşaltırken, akülerini şarj etmiş, limana geri dönmeye hazır hale geliyor.

Zumwalt Elektrikli Destroyer

Zumwalt Destroyer

Zumwalt Projesi Rafa Kalktı

ABD ise uzun menzilli elektromanyetik ray silahlarının kullanılacağı Zumwalt sınfı bir destroyer inşa etti. Elektrikli USS Zumwalt, güçlü gaz türbinleri kullanıyor ve gerek duyduğu elektriği fosil yakıtlardan üretiyordu.

Ancak, donanma ray silahlarından vazgeçince, destroyere harcanan 4.4 milyar dolar da “zarar” hanesine yazıldı. Ancak kazanılan birikim yine de hayalet gemi ve elektrik motoru teknolojisinin gelişmesine katkı sağladı.

Kaynaklar:

http://www.turksail.com/genel-haberler/15739-elektrikli-gemiler-2018-de-suya-inecek

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/denizlerin-babayigitleri-40847498

PERPA HABERLERİ

PERPA ANA SAYFA

PERPA FACEBOOK

PERPA İLETİŞİM

Vergi Barışında Son Gün 31 Temmuz

Vergi Barışında Son Gün 31 Temmuz

Maliye Bakanlığı, vergi barışının nasıl uygulanacağına ilişkin düzenlemeleri açıkladı. Buna göre bir şirket barışı seçtiğinde faizi düşecek ve maliyet avantajı sağlayacak. Yapılandırılan borçta eylül ayının sonuna kadar ödeme yapılmazsa avantaj kaybolacak.

VERGİ borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik yasanın resmileşmesinin ardından Maliye Bakanlığı da uygulamanın nasıl olacağına açıklık getiren ikincil düzenlemeleri hazırladı. Buna göre borçlar için 31 Temmuz 2018 akşamına kadar başvuru yapılabilecek. İlk taksit pazar gününe denk geldiği için 1 Ekim 2018 tarihine kadar ödenecek. Hazırlanan tebliğ taslağında cezaların nasıl yapılandırılacağı örneklerle anlatıldı. 28 Haziran 2017 tarihinde 206 lira trafik cezası alan bir kişi, yapılandırma olmasaydı 113 liralık faiz ödemek zorunda kalacaktı. Bunu yerine yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) katsayısı ile faiz 7.93 liraya düşecek. Böylece toplamda 319 lira yerine 214 lira ödenecek.

 

PEŞİN ÖDERSE

 

Vergi ve diğer alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasanın uygulanmasına yönelik hazırlanan tebliğ taslağına göre, borcunu peşin olarak ilk taksit ödeme süresi içinde ödemek isteyenlerin faizlerinin yüzde 90’ı silinecek. Örneğin 108 bin liralık borcu olan bir mükellef borcunu peşin ödemek isterse 20 bin 250 liralık faiz yerine, 2 bin 25 liralık Yİ-ÜFE katsayısına göre borcunu ödeyebilecek. Yapılandırmadan önce 128 bin 250 lira olan borç, yapılandırmadan sonra 108 bin artı 2 bin 25 liradan toplamda 110 bin 25 liraya düşecek. Aynı mükellef yapılandırdığı bu borcunu eylül ayının sonuna kadar ödemezse geç ödeme zammı üstüne eklenecek. Yani bin 795 lira eklenecek. Bu sefer yüzde 50 oranında indirim uygulanacak. 20 bin 250 lira yerine 10 bin 125 liralık Yİ-ÜFE üzerinden borcunu ödeyebilecek.

 

18 TAKSİTLE ÖDEME

25 Nisan 2017 tarihinde 4 bin 432 lira trafik para cezası olan bir mükellef borcunu 18 eşit taksitte ödemek istediğinde öncelikle vergi dairesine başvuracak. 4 bin 432 liralık borcun faizi, 17 Mayıs 2018 tarihine kadar yüzde 65 oranında artarak 2 bin 880 liraya ulaşıyor. Borcun faizi yapılandırmaya dahil olduğu için 201,66 liraya düşecek. Toplam borç anaparayla birlikte 4 bin 633 lira olacak. Mükellef borcunu 18 taksitle ödeyeceği için 1,15’lik katsayı uygulanacak. Bu durumda borç 5 bin 328 liraya yükselecek. Borcunu 296 lira taksitle ödeyebilecek.

 

TAKSİTİ KAPATMAK

 

Aynı mükellef eylül ayında vergi dairesine başvurarak taksit tutarlarını peşin ödemek isterse bu sefer para cezasının aslından yüzde 25, faizinden yüzde 90 indirim yapılacak. Para cezasının aslı 3 bin 324 liraya, faizi ise 20,17 liraya düşecek. Toplamda 3 bin 344 lira ödeyerek borcunu kapatabilecek.

 

KREDİ KARTI İLE ÖDEME

 

Yapılandırma borçları kredi kartı ile yapılabilecek. Maliye Bakanlığı, bankalarla gerekli anlaşmaları sağladı. Kredi kartı ile yapılacak ödemeler Gelir İdaresi Başkanlığı’nın www.gib.gov.tr adresi üzerinden yapılabilecek. Bankaların uygulama geliştirmeleri halinde internet siteleri veya şubeleri üzerinden de kredi kartıyla tahsilat yapılabilecek. Kredi kartı ile yapılacak ödemeler tüm taksitlerin veya bir ya da birden fazla taksitin defaten (topluca) ödenmesi ya da taksitin ilgili taksit aylarına yansıtılması suretiyle de ödenmesi şeklinde yapılabilecek. Örneğin, borçlu tarafından kanun kapsamında taksitlendirilmiş alacağın ilk iki taksit tutarının kredi kartı ile aynı gün ödendiği varsayıldığında, banka tarafından taksitler ilgili taksit ayları olan Eylül 2018 ve Kasım 2018 aylarında borçlunun hesap ekstrelerine yansıtılacak ve bu suretle yapılan tahsilat tutarları taksit aylarının son gününü izleyen 20 gün içinde Hazine hesaplarına aktarılacak.

PERPA HABERLERİ

PERPA HABER ANA SAYFA

PERPA İLETİŞİM

 

Perpa’da Filistin Yalnız Değildir Yürüyüşü

Paris İklim Anlaşması

Paris İklim Anlaşması

Laurence Tubiana

Paris İklim Anlaşması’nın mimarlarından biri olan Avrupa İklim Vakfı (ECF) CEO’su Laurence Tubiana, ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan çekilme kararını değerlendirirken, “Bazen insanlar diyor ki ‘Eğer yapamıyorsak anlaşmadan vazgeçelim.’ Ancak bu çılgınca. Çünkü 4-5 derecelik bir ısınmayla dünyada büyük bir tahribat yaşanır” diyor.

Paris İklim Anlaşması

AVRUPA İklim Vakfı (ECF) CEO’su Laurence Tubiana, 2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması’nın da mimarlarından biri. Tubiana geçtiğimiz hafta, ECF, Almanya’nın enerji konusundaki en etkin düşünce kuruluşu Agora Energiewende ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ortaklığında kurulan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin kuruluşu nedeniyle İstanbul’daydı. Kendisine Paris Anlaşması sonrasını, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan çekilme kararı açıklamasının ardından iklim mücadelesinde neler yaşandığını sordum. Trump’ın ABD’yi anlaşmadan çekme kararına yönelik “Elbette iyi haber değil” yorumu yapan Tubiana, “Diğer yandan Trump bu anlaşmanın ne kadar dirençli olduğunu gösterdi çünkü başka kimse çıkmadı” diyor. 1997’de Kyoto Protokolü devreye girdiğinde, ABD protokolü imzalamamış ve birçok ülke de ABD’nin peşinden gidip, protokolü imzalamama kararı vermişti. Paris Anlaşması’nda ise benzer durum yaşanmadı. Paris İklim Anlaşması’nda başlıca amacın her ülkenin kendi hedeflerini belirlemesini sağlamak olduğunu anımsatan Tubiana, iklimle mücadelede yeterince hızlı olmadığımızdan şikâyet ediyor.

Paris İklim Anlaşması

BÜYÜK TAHRİBAT YAŞANIR

Bundan endişe duyduğunu söyleyen Tubiana, şöyle devam ediyor: “Eğer küresel sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutmak istiyorsak- ki zaten 1 derecelik sıcaklık artışına ulaştık- önümüzde küçük bir eylem alanı var. Ve emisyonlar hala küresel düzeyde artıyor. Bu yüzden benim kaygım, evet düşüncede, teknolojide ve ekonomide gerçekten bir dönüşüm geçirdik ve geçiriyoruz, ama çok yavaş. Bu kesin. Şimdiyse en büyük zorluk bunu nasıl hızlandıracağımız. Tabii muhalif bir ABD hükümetine sahip olma handikabı da yardımcı olmuyor. Çünkü bu durum başkaları üzerindeki baskıyı azaltıyor ve ABD büyük bir ekonomi. Ama başka seçeneğimiz de yok. Bazen insanlar yapamazsak, anlaşmadan vazgeçmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu çılgınca. Çılgınca çünkü ülkeler sadece Paris için taahhütlerini yerine getirse bile- ki bu yapılabilir- bu küresel sıcaklığı sınırlayabiliyor. Eğer bu olmazsa sıcaklık artışı 4-5 dereceye çıkabilir. Bunun ise neye benzeyeceğini bilmiyoruz, muhtemelen birçok doğal ortamda, hatta insanların yaşam alanlarında büyük bir tahribat yaratacak. Yani insan türü olarak yaşadığımız bu gezegen için elimizden geleni yapmalıyız. Bu hedefte başarılı olamasak bile. Bu yüzden insanlar ‘Eğer başaramayacaksak neden uğraşalım’ derken hep endişe duyuyorum. Hayır! Bu büyük bir şey. Sorun, insanların hayatta kalmaları için bunun ne kadar önemli olduğunu anlamamaları.”

Paris İklim Anlaşması

KÜRESEL VATANDAŞLIK MESELESİ

 

ABD’den sonra Çin’in iklim değişikliği konusunda “meşale taşıyıcı” olma görevine soyunduğunu anlatan Tubiana, “Fakat kontrol ve dengeye sahip olmak her zaman çok iyidir. Çünkü onlar bir şeyler yapıyorlar ama diğer yandan Çin’den dünyanın diğer ülkelerine çok fazla sermaye akışı var ve şu anda çoğu yüksek karbonlu sektörlere gidiyor. Ve anlaşma bir arkadaş baskısı gibi işliyor. Bu nedenle, ABD’nin kaybını yeniden dengeleme sorunu gerçek bir sorun. Burada Avrupa devreye girmeli ve giriyor da” yorumunu yapıyor. ABD’de ise hükümetin dışında büyük şirketler, bankalar, yerel otoriteler, STK’lar ve topluluklar gibi farklı unsurların iklim değişikliği konusunda elini taşın altına koyduğunu Tubiana, “Aslında liderliğin doğası da değişti” diyor. Trump çekileceklerini açıkladığında, ABD’de ‘Hükümet olarak çekilebilirsiniz, ama biz hala varız’ diyen bir hareketin başladığına işaret eden Tubiana, “Eğer işletmeler ya da şehirler ‘Ne istersen yapabilirsin ama biz yurttaş olarak,

küresel hedefe bağlı kalmamız gerektiğine karar verdik’ diyorsa, bu uluslararası hükümetler arası bir şey olmaktan çıkıp küresel bir vatandaşlık meselesine dönüşüyor ve süreç tamamen değişiyor” diyor.

 

İKLİMDE TEHLİKELİ SENARYO

“2 santigrat derece ısınma sınırına ulaşırsak ne olur?” sorumuza karşılık Tubiana, şunları anlatıyor: “Afrika ya da Ortadoğu’nun birçok bölgesinde kuraklık yaşanıyor. Bu bölge çok daha fazla etkilenecek. Bölge zaten politik olarak çok karmaşık ve bu soruna Doğu Akdeniz’in deniz seviyesindeki yükselişinin herhangi bir başka bölgeye veya denize göre daha hızlı yükseleceğini de ekliyorsunuz. Böylece Mısır ya da Lübnan gibi ülkelerde deniz seviyesindeki yükseliş sahip oldukları tüm iyi suların yüksek oranda tuzlanmasına yol açacak. Kaynakların tuzlanması gerçekten bir sorun çünkü o zaman tarım ve insanlar için kullandığınız suyu tuzdan arındırmak zorunda kalacaksınız ve bu hala çok pahalı. Ve tabii ki bölgedeki su mevcudiyeti, her yerde yaşanan kar sorunu nedeniyle yoğun bir şekilde azalacaktır. Sudan’da görüyorsunuz Etiyopya’da, Çad’de şu anda iklim mültecileri var. Bazı analizler, Suriye’deki kuraklığın büyük olasılıkla siyasi krizi derinleştirdiğini gösteriyor. Göç üzerindeki iklim boyutunu zaten ölçebiliriz, göç akışını arttırdı ve muazzam ölçüde artıracak. Bu gelecek bir şey değil, şimdi yaşanıyor. İnsanların suları yoksa, su için savaşırlar ya da hareket ederler. Bu yıl ortalama sıcaklıkta en yüksek oldu. New York’ta bir gün 2 dereceyken, ertesi gün 26 derece olan bir hava var; hava dengesizliği gerçekten çok yüksek. Ve sonra daha görünmez bir şey var, sağlık meselesi. Direnmeye alışık olmadığımız, sıcak bölgelerden kuzey bölgelerine gelen bir dizi virüs var.”

Paris İklim Anlaşması

 

2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin çerçevesini oluşturan Paris Anlaşması, 2015 yılında Paris’te düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı’nda kabul edilmiştir. Anlaşma, 5 Ekim 2016 itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının %55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylaması koşulunun karşılanması sonucunda, 4 Kasım 2016 itibariyle yürürlüğe girmiştir.

 

Paris Anlaşması’nın, BMİDÇŞ ile karşılaştırıldığında en ayırt edici özelliği, tüm ülkelerin katkılarına dayanacak bir sistem öngörülmüş olmasıdır. Anlaşma, iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmiş/gelişmekte olan ülke sınıflandırmasına ve tüm ülkelerin “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi tahtında sorumluluk üstlenmesi anlayışına dayandırılmıştır. Gelişmiş/gelişmekte olan ülke sınıflandırmasının yapılabilmesi için bir kıstas belirlenmemiş; herhangi bir farklılaştırmaya da gidilmemiştir.

 

Paris Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflemektedir. Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2°C’nin olabildiğince altında tutulmasıdır. Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımının tedricen azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelinmesini gerektirmektedir.

 

İklim değişikliği ile mücadele bağlamında Anlaşma, ulusal katkılar, azaltım, uyum, kayıp/zarar, finansman, teknoloji geliştirme ve transferi, kapasite geliştirme, şeffaflık, durum değerlendirmesi konularına ilişkin uygulamam modaliteleri belirlenmek üzere bir çerçeve oluşturmuştur.

 

Anlaşma, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine maruz kalan ülkelerin uyum ve direnç kabiliyetlerinin artırılması ile sera gazı emisyon azaltım kapasitelerinin yükseltilmesi amacıyla öncelikle gelişmiş ülkelerin, En Az gelişmiş Ülkeler ve Küçük Ada Devletleri başta olmak üzere ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkelere finansman, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme imkanları sağlamaları öngörmektedir.

 

Emisyon azaltımı hususunda Anlaşma’da, gelişmiş ülkelerin mutlak emisyon azaltımı hedeflerini sürdürmeleri; gelişmekte olan ülkelerin ise emisyon azaltımı hedeflerini yükselterek farklı milli koşulları uyarınca, zaman içinde tüm sektörleri kapsayacak yeni, artırılmış hedefler benimsemelerini telkin etmektedir.

 

Bu hedeflerin uygulamaya konulması bağlamında ulusal katkılar, Anlaşma’nın önemli saç ayaklarından birini oluşturmaktadır. Ülkemiz, 20 Eylül 2015 tarihinde 2030 yılı itibariyle gerçekleşmesi öngörülen “Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı” (INDC) beyanını %21’e varan artıştan azaltım olarak açıklamıştır. Bilim dünyasınca yapılan değerlendirmelere göre, bildirilen tüm ulusal katkılar hayata geçirilse dahi, 2°C hedefine ulaşılmada yetersiz kalınacağı ve çabaların arttırılması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Nitekim Paris Anlaşması, Ulusal Katkı Beyanlarını (NDCs) periyodik olarak gözden geçirilmesi ve hedeflerin tedricen yükseltilmesini öngörmektedir.

 

Ülkemiz, Paris Anlaşması’nı, 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte imzalamış ve Ulusal Beyanımızda Anlaşma’yı gelişmekte olan bir ülke olarak imzaladığımız vurgulanmıştır.

 

Paris Anlaşması’nın kabulünden 1 yıl geçmeden yürürlüğe giren ilk küresel anlaşmadır.

 

7-18 Kasım 2016 tarihlerinde Marakeş’te düzenlenen BMİDÇS 22. Taraflar Konferansı, Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi sonrasında gerçekleştirilen ilk taraflar konferansı olması bağlamında, “Eylem Konferansı” olarak adlandırılmıştır.

 

Marakeş Taraflar Konferansından hemen öncesinde, gelişmiş ülkelerin 100 milyar dolar taahhüdüne ilişkin açıklanan “100 Milyar ABD Doları Yol Haritası”da, finansman bağlamında gelinen noktanın değerlendirilmesi açısından önemlidir.

 

Toplantı sonucunda, Paris Anlaşması’nın uygulama parametrelerinin en geç 2018 yılında tamamlanması öngörülmüştür. 2017-2020 süreci için “Küresel İklim Eylemi için Marakeş Ortaklığı” başlatılmış ve “İklim ve Sürdürülebilir Kalkınmaya dair Marakeş Eylem Duyurusu” (Marrakech Action Proclamation) kabul edilmiştir.

 

BMİDÇS 23. Taraflar Konferansı (COP 23) 6-17 Kasım 2017’de Fiji başkanlığı adına Bonn’da yapılacaktır.

 

Paris Anlaşması’na Giden Süreç

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2007 yılında yayımlanan 4. Değerlendirme Raporunda küresel ısınmanın tartışmasız bir gerçek olduğu; sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltılmasında geç kalınırsa iklim değişikliğinin ağır etkilerinin olacağı ve dolayısıyla küresel emisyonların acilen hızlı bir şekilde azaltılması gerektiği vurgulanmıştır.

Bu çağrı dikkate alınarak 2007 yılında düzenlenen 13. Taraflar Konferansı sonucunda Bali Yol Haritası oluşturulmuş, iklim müzakerelerinde iki paralel süreç başlatılarak, Kyoto Protokolü için 2012 sonrası müzakereler ile 2020 sonrası yeni iklim rejiminin müzakereleri sürecine adım atılmıştır.

Bali yol haritasında, tüm gelişmiş ülkelerin ulusal plan ve programlarına uygun azaltım taahhütleri veya faaliyetleri üstlenmeleri; gelişmekte olan ülkelerin ise teknoloji, finansman ve kapasite geliştirme faaliyetleri ile sağlanan ve desteklenen sürdürülebilir kalkınma hedefleri bağlamında, ulusal programlarına uygun azaltım faaliyetleri (NAMA) üstlenmeleri yer almıştır. 2012 sonrası iklim rejiminin belirlenmesi için ise, ortak vizyon, azaltım, uyum, teknoloji transferi ve finansman konu başlıkları altında müzakeler gerçekleşmiştir.

2009 yılında Kopenhag’da düzenlenen 15. Taraflar Konferansı uluslararası toplumda hayal kırıklığı yaratmış olmasına karşın, konferans sonucunda oluşturulan yasal bağlayıcılığı olmayan “Kopenhag Uzlaşma Metni”, müzakerelere yön verecek bir siyasi uzlaşı belgesi olmuştur.

Ek-I ülkelerinin 2020 yılı için sayısallaştırılmış, tüm ekonomiyi kapsayacak şekilde emisyon azaltım hedeflerini uygulamayı taahhüt etmiş, Ek-I Dışı ülkeler ise, azaltım faaliyetlerini (NAMA) uygulayacaklarını ifade edilmişlerdir. Uzlaşma metninde ilk kez Yeşil İklim Fonu (GCF) telaffuz edilmiş; iklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli ayağı olarak gelişmekte olan ülkelere sağlanacak finansman desteği çerçevesinde, 2010-2012 dönemi için gelişmekte olan ülkelere 30 milyar dolar, uzun dönemde ise, 2020 itibariyle yıllık 100 milyar dolar finansman yardımı yapılması kararı alınmıştır. Bu fonun büyük bir kısmının ise Yeşil İklim Fonu üzerinden gitmesi gerektiği belirtilmiştir. Kopenhag’da ayrıca İklim Teknoloji Merkezi ve Ağı’nın (CTCN) temelini oluşturan teknoloji mekanizması kurulması kararı alınmıştır.

Bu doğrultuda, 2010 yılında Cancun’da düzenlenen 16. Taraflar Konferansı sonrasında Yeşil İklim Fonu (GCF) ve CTCN’in kurulmasına karar verilmiştir. Finansman hedefi olarak yine Kopenhag uzlaşma metninde geçen kısa vadede 30 milyar dolar, uzun vadede ise 100 milyar dolar zikredilmiştir.

2011 yılında Durban 17. Taraflar Konferansında, 2015 yılında imzalanmak üzere 2020 yılında yürürlüğe girmesi beklenen uluslararası bir anlaşma taslağı hazırlanması için Durban Güçlendirilmiş Eylem Platformu Geçici Çalışma Grubu (ADP) oluşturulmuştur.

2012 yılında düzenlenen Doha Konferansı, Kyoto Protokolü’nün ikinci taahhüt döneminin kabul edilmesinin yanısıra, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen küçük ada devletleri ve en az gelişmiş ülkelerinin “iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanan kayıp ve zararlar” kavramının uluslararası müzakerelere eklenmesi bağlamında önemli bir dönüm noktası olmuştur.

2013 yılı sonunda gerçekleştirilen Varşova 19.Taraflar Konferansı sonucunda, sözleşmeye taraf tüm ülkeler, 2020 yılı sonrası tarafların iklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde çabalarını yansıtacak ulusal olarak belirleyecekleri katkılarını 21.Taraflar Toplantısı öncesi 2015 yılı Ekim ayına kadar sunmaya davet edilmiştir.

Varşova sonrası, 2014’de Lima’da gerçekleştirilen 20.Taraflar Konferansında ise ulusal katkıların çerçevesi belirlenmeye çalışılmış, konferans çıktısı olan “İklim Eylemi için Lima Çağrısı” belgesi ekinde, 2015 yılında kabul edilmesi öngörülen yeni anlaşma metninin öğeleri ayrıntılı bir şekilde ortaya konmuştur.

Yeni rejimin üzerinde genel bir mutabakatın oluşması ve IPCC’nin zaman içerisinde giderek daha güçlü bir şekilde ortaya koyduğu veriler doğrultusunda, 30 Kasım-12 Aralık 2015’de düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı sonucunda Paris Anlaşması üzerinde uzlaşıya varılmıştır.

Kaynaklar:

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/trumpin-yaptigi-cilginlik-40840370

http://www.mfa.gov.tr/paris-anlasmasi.tr.mfa

PERPA HABERLERİ

PERPA DUYURULAR

PERPA FAALİYETLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK

Katliamı nefretle kınıyoruz

Katliamı nefretle kınıyoruz

Katliamı nefretle kınıyoruz

Bütün semavi dinlerin ortak merkezi Kudüs’ün İsrail’in başkenti yapılmasını, Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasını, Bu durumu protesto eden Gazzeli sivillerin İsrail tarafından katledilmesini nefretle kınıyoruz.

 

Kudüs, bütün semavi dinlerin ortak merkezidir. Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen Kudüs’ün başkent yapılması yasadışıdır.

 

Trump’ın tüm Dünyanın tepkisine rağmen büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması Dünya barışının geri dönülmez bir biçimde hançerlenmesidir. Bir an önce bu karardan vazgeçilmelidir.

 

Gazzeli sivil Filistinlilerin kararı protesto etmeleri, gösteri düzenlemeleri en doğal haklarıdır. İsrail’in Filistinli sivillere karşı askeri güç kullanıp, en az 58 kişiyi katledip binlerce sivili yaralaması insanlık suçudur. Nefretle Kınıyoruz.

 

Diren Filistin….

Perpa Ticaret Merkezi A Blok Yönetimi

 

Katliamı nefretle kınıyoruz

PERPA HABERLERİ

PERPA DUYURULAR

PERPA FAALİYETLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK

Perpa Banka Müdürleri İle Kahvaltı

Perpa Banka Müdürleri ile Kahvaltı A Blok Yönetimi

Perpa Banka Müdürleri İle Kahvaltı

Perpa Banka Müdürleri İle Kahvaltı

Perpa Banka Müdürleri ile Kahvaltı

Perpa Ticaret Merkezi A Blok Yönetimi Perpa’daki banka şube müdürleri ile kahvaltıda buluştu. 11 Mayıs Cuma günü düzenlenen kahvaltıya bütün bankaların şube müdürleri ve yardımcıları katıldılar.

Kısa bir tanışmadan sonra Başkan Hasan Sezgin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne karşı açtıkları davaları kazandıklarını ve tapuların değiştiğni anlatarak 2007 sonrası satılan 400 civarında dükkanın üzerinde ipotek sorunu olduğunu bu durumdan dolayı kredi kullanmakta zorlandıklarını anlatarak bankaların bu sorunun çözümü konusunda yardımcı olamalarını istedi.

A Blok Yönetimi Perpa Banka Müdürleri

Perpa Banka Müdürleri

Arsa davalarını yürüten Avukat Atakan Kayrak ipotekler konusunda hukuki durumu anlatarak aslında yargıtay karalarına göre böyle bir sorunun olmadığını imar durumu iptal olunca ipoteklerinde otomatik olarak kalktığını fakat tapu dairesine bu durumu izah etmekte zorlandıklarını belirterek sorunun çözümü için yardımcı olmalarını istedi.

Perpa Bankalar

Perpa Bankalar

 

Çeşitli bankaların şube müdürlerinin görüşleri alınarak konu ile ilgili bir dosya hazırlanıp bankalar iletilmesine karar verildi. Kahvaltı sonrası Başkan Hasan Sezgin, katılan tüm banka şube müdürlerine teşekkür etti.

A Blok Yönetimiyle bankalar

A Blok Yönetimiyle bankalar

PERPA HABERLERİ

PERPA FAALİYETLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK

Android P Geliyor

Android P Geliyor

Android P Geliyor

Google’ın geliştirici konferansı Google i/o Silikon Vadisi’nde başladı. Pek çok yeniliği dünyaya tanıtan dünya devi, telefonların çehresini değiştirecek Android P’yi de ilk kez gözler önüne serdi. Ancak Google’ın paylaştığı tek büyük yenilik Android P değildi; işte Google i/o etkinliğinin ilk gününde dikkat çeken yenilikler…

Android P

ANDROID P

Google’ın en çok merak edilen yeniliklerinin başında şüphesiz Android P geliyor. Google’ın mobil işletim sistemi Android serisinin en yeni halkası olan Android P’yi dünya devi ilk kez paylaştı ve artık Android P’nin nasıl göründüğünü, ne gibi özelliklerle geldiğini kısmen de olsa biliyoruz. Üç düğmeli gezinti çubuğuyla vedalaşmaya, telefonunuzu ne kadar kullandığınızı gösteren Dashboard ile tanışmaya hazırlanın. Görünümü yenilenen işletim sistemiyle etkileşim, artık iPhone X’tekine benzer hareketlerle gerçekleşiyor.

 

Android P

Yeni Dashboard ise zamanınızı telefonda nasıl geçirdiğinizi, telefonun kilidini kaç kez açtığınızı, kaç uyarı aldığınızı gösteriyor. Bu panonun amacı, telefon kullanımınızı kontrol altına almak ve gerçek hayattan kopmanıza engel olmak.

Android P’nin arayüzü böyle görünüyor. Dikkat edileceğe üzere Google, Home butonunu kaldırıp yerine çentik koymuş. ullanımı pratikleştirmek adına eklenen sanal buton sayesinde çeşitli parmak hareketleriyle son kullanılan uygulamalar kısmına ve uygulamalar menüsüne ulaşabilmek mümkün.

Ön izleme sürümünün ardından Google I/O 2018’de Android P 9.0 için ilk beta sürümü yayınladı. Geliştiriciler için ise ikinci önizleme olarak lanse edilen bu sürüm sadece belirli cihazlar ile test edilebiliyor. Bu yaz yayınlanacak olan Android P’nin beta sürümü, bugün Google, Essential, Sony, Nokia gibi bazı firmaların belirli telefonları için yayınlandı.

Android P

Android P Beta sürümü, an itibariyle Google’ın Pixel serisine ek olarak, bugün itibariyle Sony Xperia XZ2, Xiaomi Mi Mix 2S, Nokia 7 Plus, Oppo R15 Pro, Vivo X21, OnePlus 6 ve Essential PH‑1 ile kullanılabilir hale geliyor.

Yukarıda Android P zaman çizelgesini görüyorsunuz. Temmuz ayında son test sürümlerinin yayınlanması ve Android P’nin üçüncü çeyrek itibariyle kullanıma sunulması bekleniyor.

Android P ile gelen önemli yeniliklerden biri de akıllı batarya yönetimi teknolojisi. Yapay zeka teknolojisinden yararlanan bu sistem, kullanıcıların bataryalarını daha etkin bir şekilde kullanmasını sağlıyor; örneğin kullanıcıların uygulama kullanma alışkanlığını belirleyen sistem, günün geri kalan kısmında kullanılmayacağını düşündüğü uygulamaları kapatıyor; bu da batarya ömründe yüzde 30 oranında kayda değer bir artış sağlıyor.

Temelinde yapay zeka algoritmaları kullanılan bu teknoloji, kullanıcısının manuel akran parlaklık tercihini zamanla öğrenerek kullanıcısına daha az parlaklık ayarı yaptırıyor. Google, makine öğrenimi parlaklık aracı sayesinde kullanıcıların yarısının manuel olarak parlaklık ayarı yapmayı bıraktığını söylüyor.

Bunun dışında “Shush” adında yeni bir rahatsız etme modu ekleyen Google, telefonun arka yüzeyi dönükken yıldızlı kişiler hariç arayanların çağrısını sessize alıyor.

Android P

GOOGLE DUPLEX

Google Duplex, Google Assistant’a getirilen önemli bir yenilik. Duplex ismi verilen bu özel yapay zeka tabanlı teknoloji ile birlikte kullanıcılar; randevu veya rezervasyon yaptırmak istediklerinde telefon görüşmelerini asistanlarına yaptırabilecek. Kulağa hoş geliyor değil mi? Artık hiçbir şey yapmanıza gerek yok; bırakın randevu işinizi Google Assistant halletsin! Duplex özelliği sayesinde Google Assistant belirlediğiniz numarayı kendisi arayacak ve örneğin restoran rezervasyonu için gereken telefon görüşmesini kendisi yapabilecek.

 

Google CEO’su Pichai, konuşması sırasında Google Assistant ile gerçek kişi arasındaki bir telefon görüşmesinin ses kaydını paylaştı. Konuşmalar elbette basit düzeyde; ancak Google Assistant görevini başarıyla yerine getirerek karşısındaki insana kendisinin bir ‘insan’ olduğunu ikna ettiği dikkat çekiyor. Google Duplex ile ilgili tek bilmediğimiz nokta ise kullanıcılara bu yeni özelliğin ne zaman sunulacağı. Ancak Pichai, bu konuda net bir tarih vermedi.

Android P

GOOGLE LENS ANDROID TELEFONLARDA YAYILMAYA BAŞLIYOR

Google Lens, yapay zekayı telefon kamerasıyla bütünleştiren, son teknolojinin bizlere sunduğu bir teknoloji. Google i/o etkinliğinde üzerinde özellikle durulan Google Lens’in önümüzdeki günler Android telefonlarda yaygınlaşması bekleniyor.  Artık Google Fotoğraflar ve Assistant’ın içinde gizlenmekten kurtulan Google Lens, yakında çok sayıda cihazın Android kamera uygulamasına adapte edilecek.

 

Peki Google Lens’i hangi Android telefonların kameralarında görebileceğiz? LG, Google, Motorola, Xiaomi, Sony, Nokia, Transsion, TCL, OnePlus, BQ ve Asus telefonlarında Google Lens’i kullanacak. Ancak dikkat ettiğiniz üzere bu büyük markaların arasında Samsung yer almıyor; yani Samsung kullanıcılarının Bixby Vision’ı kullanmaları gerekecek.

 

Google Lens ile neler yapabilirsiniz? Yeni eklenen bazı özelliklerden bahsedelim: Örneğin Akıllı Metin Seçimi özelliği ile bir kitap veya bir dergi, ne olursa olsun gerçek dünyada gördüğünüz bir metni kopyalayıp telefonda herhangi bir yere yapıştırabilme şansınız var. Yani okuduğunuz kitapta bir cümleyi beğendiniz; bu cümleyi Google’da arayıp bulamama şansınız da var; peki kameranızı açıp bu metni aynen kopyalamak neden mümkün olmasın?

 

Google Lens’in dikkate değer tek yeni özelliği bu değil. Stil Eşleştirme olarak anılan yeni bir özellik ile örneğin etrafınızda gördüğünüz nesneleri kameraya göstererek Google’da bir benzerini ya da benzerlerini bulabilme şansınız var. Mesela bir kanepe veya abajurun tasarımını beğendiniz; o halde telefonun kamerasını açın ve çekime alın. Hepsi bu! Google otomatik olarak size bu nesnelerin benzerlerini gösterecek ve gerçek dünyada merak ettiğiniz her şeye daha kolay ulaşabileceksiniz.

Android P

GMAIL’E AKILLI CÜMLE TAMAMLAMA ÖZELLİĞİ

Yapay zeka Google’ın en büyük yatırımı şüphesiz ve Google i/o etkinliğinde bunun ürünlerini de tek tek görme şansımız oldu. Akıllı cümle tamamlama özelliği Google’ın Gmail’e eklediği kullanışlı bir özellik. Bu sayede yapay zeka teknolojisinden sonuna kadar faydalanan Gmail, bir cümle yazarken, cümlenin geri kalanını sizin yerinize tamamlıyor. Elbette bunu yapabilecek seviyeye gelmek için bir süre sizin yazdığınız cümleleri izliyor.

 

Makine öğrenme teknolojilerinden faydalanan yeni özellik, kullanıcı metin yazmaya başladıktan sonra sıklıkla kullanılan terimlere göre cümlesini tamamlama önerisi sunuyor. Kullanıcı öneriyi beğenirse Tab tuşu ile yazısına yerleştiriyor.

Android P

GOOGLE PHOTOS DAHA DA AKILLANDI

Google Photos, özneleri arka plandan ayırabilme, renkleri ortaya çıkarma ve arka planı siyah beyaz yapma gibi işlevler kazanıyor. Üstelik eski fotoğraflarınızı renklendirmeniz de mümkün olacak. Makine öğrenimi sayesinde fotoğraflarda herhangi bir arkadaşınız algılandığında, söz konusu fotoğrafı arkadaşınızla paylaşmak isteyip istemediğiniz sorulacak.

Android P

GOOGLE NEWS (GOOGLE HABERLER) DE DEĞİŞTİ

Ciddi biçimde elden geçirilen haber uygulaması Google News, artık gücünü yapay zekadan alıyor. Uygulama, size aynı haberin farklı kaynaklardaki sürümlerini gösteriyor. Böylece sizi yanıltabilecek haberlere karşı kafanızda gerçeğe daha yakın bir fotoğraf oluşabiliyor. Google, herkese gösterdiği kaynakların aynı olduğunu söylüyor.

Android P

GOOGLE ASSISTANT’A TÜRKÇE DİL DESTEĞİ GELDİ

Google Asistan nihayet Türkiye’ye geliyor! Google’ın yapay zeka asistanı için son durak Türkiye olacak. Google Asistan 80’den fazla ülkede ve 30’dan fazla dilde hazır olacak. Şimdi ise, Google’ın sanal asistanı 500’den fazla cihazda, 40’tan fazla otomobil markasında ve 5.000 akıllı ev cihazıyla çalışıyor. Google Assistant ile hava durumu, navigasyon, yemek yiyebileceğiniz yerler, çağrı yapabilme, konuşarak SMS yollayabilme, spor müsabakalarının detaylı sonuçları, çeviri hizmeti gibi pek çok şeyi yapabilme şansına sahipsiniz.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/google-i-o-basladi-iste-googlein-yeni-bombalari-40830425

PERPA HABERLERİ

PERPA TİCARET MERKEZİ

PERPA İLETİŞİM

PERPA HABER FACEBOOK