Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi
Osmanlı’nın son yıllarına, iki dünya savaşına ve Cumhuriyet’in her dönemine tanıklık etti. 104 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ dünyanın sayılı sümerologlarından, saygın bir bilim insanı. “104 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum” diyen Çığ; “Artık bıktım yaşamaktan, çok dertleniyorum” diyor.
Posta’dan Oya Çınar’a konuşan Çığ “60 yaşına gelip de hala okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum” ifadesini kullanıyor. Çığ’ın Çınar’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Nasıl bir his 104 yılı devirmek?

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi
104 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum. Beklemiyordum. Ama artık bıktım yaşamaktan. Çok dertleniyorum. Kendimle ilgili değil ama etrafımda olup bitenler beni çok üzüyor. Çocuklarım, torunlarım için kaygılanıyorum, onlar için ödüm kopuyor.
Özel bir çabanız oldu mu bu kadar uzun yaşamak için?
Yoo! Hiç özel bir şey yapmadım. Az da yemedim, çok da yemedim. Ama çok yürüdüm. Hâlâ yatak sporlarım vardır. Şimdi biraz bacaklarım ağrıyor, zorlanıyorum ama yine de yapıyorum.
Sizce ruh yaşlanıyor mu?

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi
Yaşlanmanın kötü yanı o ya işte kızım. Bedeniniz bazı şeylere eskisi gibi izin vermiyor ama ruh yaşlanmıyor. Duygular hiç değişmiyor. Gençlikte nelere ağlıyorsam hâlâ aynı şeylere ağlıyorum. Nelerden heyecan alıyorsam aynı şeylerden heyecan alıyorum.
Muazzez İlmiye Çığ Nasıl geçti hayatınız?
Dolu dolu geçti. Dalgalarda kaldım ama hiç boğulmadım. Hep su yüzünde kaldım. Çok çalıştım. O kadar işin gücün arasında iki çocuğum oldu. Annemin yardımlarıyla ve kocamın anlayışıyla büyüttüm. Kıyafetlerini kendim dikerdim. O zaman hazır giyim yoktu. Evde de dışarıda da hep çalışarak geçti hayatım.
Fahri doktoranız, 23 kitabınız ve bilimsel makaleleriniz var. Eğlenceye vakit kaldı mı hiç?
Yaratırdım! Tabii eğlence deyince benim aklıma sinema, tiyatro ve seyahat geliyor. Eşimle sık sık tiyatroya giderdik. İmkan buldukça davetlere, kokteyllere katılırdık. Ve hep gezerdim. Sadece Japonya’ya 15 kere gittim.
Neden sümeroloji?

Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi
Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi açılalı bir yıl bile olmamıştı. İki arkadaş, Fransızca bölümüne kayıt olmak istiyorduk. Ama kayıtları dolmuş. “Hititoloji profesörü yeni geldi. Yan dersler olarak da sümeroloji ve arkeoloji olacak” denildi. Gidip oraya kayıt olduk. Tabii çok cahiliz o zaman. ‘Loji’nin ‘bilim’ olduğunu bile bilmiyorduk. Tesadüfen başladı her şey.
Sonra?
Hocamız okulda kalmamı çok istedi ama ben istemedim. Babam çok kızdı; o da profesör olmamı istiyordu. Sonra İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde çalışmaya başladım. Hiç de pişman olmadım. Maalesef okulda kalanlar ne sümeroloji ne de başka alanda bir şey ortaya koyabildi. Koskoca bir sümeroloji arşivi meydana getirdik. Anlaşılan o ki, biz yapmasak başkası da yapmayacakmış.
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nin ilk mezunlarındansınız…

Sümerler – Sümeroloji
1935’te okul kuruldu, ben de 1940’ta mezun oldum şekerim. İyi ki açtın bu konuyu… Atatürk bu okulu açarken bir şey amaçladı. Şimdi o amacı tamamen unutmuş durumdalar. İlber Ortaylı’nın kitabında bile yok. Atatürk’ü yazmış ama bu okullar neden kuruldu, niye var, söz etmemiş bile.
Amaç neydi?
Atatürk diyor ki, Türk dilini ve tarihini araştıracak uzmanlar yetiştirmek zorundayız. Bunun için bu okulu açıyor. Türkçe’nin kökeni ne? Türkler hangi coğrafyalarda, nerelere kadar uzanmış? Bunları gelecek nesillere aktarmak için… Ama bunları yapabilmek için eğitimci lazımdı. Yoktu o zaman.
Nasıl başardı peki?

Sümerler – Sümeroloji
Atatürk, Cumhuriyeti kurar kurmaz lisede başarılı çocuklar arasından sınavla 150 genci seçip Avrupa’ya gönderdi. Aynı dönemde Almanya’da Hitler, pek çok değerli profesörü Yahudi olduğu için işlerinden çıkardı. Atatürk, “Hemen gelsinler” dedi. O zaman yapılmış bir anlaşma var. Ben okurken ağladım. Daha 10 yıllık bir ülkenin yaptığı şeyler bunlar. Biz bugün bir şeyler yapabildiysek, o dönem atılan tohumların meyveleri sayesinde hepsi. Aynı şekilde devam edilebilseydi Türkiye şimdi Finlandiya ve Norveç seviyesinde olabilirdi.
Kindar bir nesil yetişti
Cumhuriyet’in ilk yılları nasıldı?

Sümerler – Sümeroloji
1933’te, Cumhuriyetin 10. yılında Eskişehir’de öğretmendim. Kadın-erkek ayrımı nedir bilmezdik. Hep birlikte sinemaya, tiyatroya gidilirdi. Çarşaflı bir tek kadın bile görmezdik. Erkekler şapkalı, kadınlar başı açık modern bir şekilde yaşıyorduk. Bugün modern Türk kadını denince aklınıza nasıl bir profil geliyorsa, o zaman öyleydi. Köyde ve şehirde büyük bir okumayazma seferberliği vardı. Bugün 60 yaşına gelip de hâlâ okuma-yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum. Bunun bahanesi yok, 1930’ların yokluğunda bile insanların öğrenme aşkı vardı.
Bugün bile okutulmayan kız çocukları var. Siz o dönemde lisede Fransızca ve keman dersleri almışsınız…
Babam acayip bir adamdı şekerim. Yıl 1914, annem hamile. Babam diyor ki, “İnşallah kız çocuğum olur. Ona Fransızca ve keman dersleri aldıracağım.” Ben doğunca adımı Muazzez İlmiye koyuyor. Bir gün bana dedi ki, “Kızım sana İlmiye adını verdim ki ilim sahibi olasın.” Ben çocuğum tabii. Bir kulağımdan girdi, öbüründen çıktı. Kullanmazdım bile İlmiye’yi. Ne zaman kullanmaya başladım biliyor musun? Türkiye’ye yabancı bir profesör gelmişti. Bir etkinlik sırasında sohbet ederken ilk sözü şu oldu bana, “Siz tüm bu çalışmalarınızla, ilim sahibi olduktan sonra mı aldınız bu unvanı?” Güldüm. “Hayır, babam koymuş bu adı” dedim. Emekli olmuştum, düşünün. Ondan sonra hep Muazzez İlmiye’yi birlikte kullandım.
Muazzez İlmiye Çığ Benim tanrım Gök Tanrı
Günümüzü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son yıllarda yapılan her şeye rağmen Atatürk devrimleri en başarılı çağında. Onun devrimlerinin karşısında duranlar bile birden coştular. Bir şeyi ne kadar baltalamaya çalışılırsanız o kadar güçlenir; demek ki bunun idrakına geç varıldı. Gençler eskiden benden Sümerleri dinlemek isterdi. Şimdi sürekli Atatürk’ü soruyorlar.
Muazzez İlmiye Çığ Gelecekten umutlu musunuz?
Ben çok iyi olacağına kaniyim. Belki büyük bir dalgalanma olacak ama yeniden doğacağız. Seçimleri de heyecanla bekliyorum. Sıkıntılı günler yaşayacağız ama sonumuz aydınlık. Tabii çalışırsak. Vazifelerimizi bilmemiz, birbirimize kenetlenmemiz lazım. Yoksa her şey berbat olur. Yeniden Osmanlı’ya dönmemiz işten bile değil.
En çok nelerden rahatsız oluyorsunuz?
Kindar bir nesil yetişti. Ona üzülüyorum. Gazeteleri okurken deliye dönüyorum. Nasıl bu hale geldik? Deli olacağım. Bunun dinde de yeri yoktur. Eski Türklerin inancı sevgi üzerine. Gök Tanrı ‘Sev’ demiş; otu, böceği, hayvanı… Benim Tanrım Gök Tanrı. Sevecensen Gök Tanrı sıkıntını alıyor, işin gücün rast gidiyor. Değilsen de seni kendi haline bırakıyor. Öyle cezası, ateşlerde yakması yok. “Aaa bayıldım vallahi ben bu Tanrı’ya” dedim okuyunca. Vallahi bayıldım!
Avrupa’nın her rezaleti unutuldu ama Beethoven hatırlanıyor
Günlük rutininizde neler var?
Her sabah gazetelerimi gözden geçiriyorum. Bol bol okuyorum. Şimdi ‘Türkçenin Dirilişi Hareketi’ kitabı var elimde.
Magazin de okur musunuz?
Gazetelerin eklerini okurum. Artistlere martistlere bakıyorum, ne yapıyorlar diye. Ama sanatta ve sporda başarılı gençlerimize az yer veriliyor. Zaten Osmanlı’dan kalan kötü bir imajımız var. Bakın dünyaya, Avrupa’ya, İkinci Dünya Savaşı’ndaki rezaletleri, her türlü pislikleri unutuldu ama Beethoven hatırlanıyor! Sanatın böyle bir gücü vardır! Biz de Osmanlı’dan kalan bu kötü imajımızı temizlemek istiyorsak kendi Beethoven’larımızı yetiştirmemiz lazım.
Bunca yaşam deneyiminizden sonra gençlere ne öğüt verirsiniz?
Çok okusunlar. Çalışsınlar. Lisan öğrensinler. Türkçeye çok önem versinler. Lisan öğrenmek başka, kendi diline sahip çıkmak başka. Kendi dilimizin içine çok rica ediyorum yabancı kelimeleri sokuşturmasınlar. Önyargılı olmasınlar. Dedikodudan uzak dursunlar.
Bu dünyaya bir geliş amacınız var mıydı sizce?
İki gün evvel bir ressam geldi ziyaretime. Sümerlerle ilgili hayali resimler yapmış, getirmiş. Bayıldım. Benim gayem de çabam da buydu: Sümerleri halka tanıtmak. Gayeme ulaştım mı? Herhalde Atatürk’e vefa borcumu ödedim diye düşünüyorum. Türkiye’den başka hiçbir yerde Sümerler hakkında bu kadar bilinçli bir halk yok. Bu da beni çok mutlu ediyor.
Dünyaya bir gelirsem uzaya gitmek isterim
Muazzez İlmiye Çığ Sıkılınca ne yaparsınız?
Başka bir şey yaparım.
Zorluklarla mücadele ve devam etme gücünü nelerden alırsınız?
Yılmam ben bir şeyden. Yılıp da çekilmem köşeye.
Sizi ne heyecanlandırır?
Sabah çıktım balkona, bahçeme baktım. Öyle güzel renkler var ki… Eflatunu, pembesi, kırmızısı… Doğa bana coşku veriyor. Güzel bir kitap okumak, iyi bir film izlemek, gençlerle buluşmak beni heyecanlandırıyor.
Muazzez İlmiye Çığ Dünyaya yeniden gelmek ister miydiniz?
Uzaya gitmek isterdim şekerim. Uzayla ilgili çok araştırır, her şeyi severek okurum.
Kaynak T24
Muazzez İlmiye Çığ Biyografi
Ailesi köken olarak Kırımlı göçmenlerden olup babası Kırım’dan Amasya, Merzifon’a, annesi ise Kırım’dan Bursa’ya göçmüştür. Ailesi İzmir’de yaşamaktayken, 15 Mayıs 1919 tarihinde meydana gelen İzmir’in işgali ardından daha güvenli bir yer olan Çorum’a yerleşti.
Eğitim ve kariyer
İlkokula Çorum’da başladı. Daha sonra ailece Bursa’ya taşındılar. Bursa’da özel bir okul olan Bizim Mektep’te Fransızca ve keman dersleri aldı. 1926’da sınavla Bursa Kız Muallim Mektebi’ne (Bursa Kız Öğretmen Okulu) girdi. 1931 yılında mezun oldu ve babasının da öğretmenlik yapmakta olduğu Eskişehir’e tayin oldu. Eskişehir’de öğretmenlik mesleğini dört buçuk yıl yaptı.
15 Şubat 1936 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Hititoloji bölümüne kaydoldu. Nazi Almanyası’ndan Türkiye’ye iltica etmiş olan ve Ankara Üniversitesi’nde dersler veren Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock’dan Hitit Dili ve Kültürü derslerini, Prof. Dr. Benno Landsberger’den Sümer ve Akad Dilleri ve Mezopotamya Kültürüderslerini aldı. 1940 yılında Ankara Üniversitesinden mezun olduktan sonra İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivine uzman olarak atandı. Aynı yıl Kemal Çığ ile evlenmişti. Müzede çalıştığı 31 yıl boyunca meslektaşı Hatice Kızılyay ve Dr. F. R. Kraus ile birlikte müzenin deposunda bulunan Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip, sınıflandırıp numaralandırdı, 74.000 tabletten oluşan çivi yazılı belgeler arşivini oluşturdu, 3.000 tabletin kopyasını yapıp katalog halinde yayımladı.
1957’de Münih’teki Oryantalistler Kongresi’ne katıldı. 1960’ta Heidelberg Üniversitesi’nde altı aylık bir çalışma yaptı. 1965’te Roma’da sergilenen Hitit sergisini bu şehirden alarak Londra’ya götürdü. 1972’de emekliye ayrıldı.
Emeklilikten sonra bir süre yurtdışında yaşayan Muazzez İlmiye Çığ, 1988’de Philadelphia’daki Asuroloji kongresine katıldı. Prof. Kramer’in History Begins at Sumer adlı kitabını Türkçeye çevirdi ve kitap 1990’da “Tarih Sümerle Başlar” adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı. Kitabın çok ilgi görmesi üzerine 1993’te çocuklara yönelik Zaman Tüneliyle Sümerlere Yolculuk da dahil Sümer ve Hitit kültürlerini tanıtan 13 kitap yazdı.
Muazzez İlmiye Çığ Ödülleri
- Adana Tepebağ Rotary Kulübü, Meslek Hizmet Ödülü
- İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından Fahri Doktora unvanı, 4 Mayıs 2000
- Osmaniye’nin Çardak köyü’ndeki Anadolu Kültür Araştırmaları Derneği tarafından “Özgür İnsan Ödülü”
- Vatandaşlık Tepkilerim isimli kitabı, Galatasaray Rotary Kulübü tarafından İngilizceye çevrilerek Avrupa ve Amerika’daki üniversite kütüphanelerine dağıtılmıştır.
Muazzez İlmiye Çığ Davaları
Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği ve Vatandaşlık Tepkilerim isimli kitaplarında kadınlarda başörtüsünün köklerinin Akadlara dayandığını yazmıştı. Bu kitapları 2007 yılında kamuoyunda yankı uyandırdı. 2007 yılında “Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçuyla yargılandı ve ilk celsede beraat etti.
Muazzez İlmiye Çığ Kitapları
- “Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni”, 1995, Kaynak Yayınları
- “Sümerli Ludingirra – “Zaman Tüneliyle Yolculuk”, 1996, Kaynak Yayınları
- “İbrahim Peygamber – Sümer Yazılarına ve Arkeolojik Buluntulara Göre”, 1997, Kaynak Yayınları
- “İnanna’nın Aşkı – Sümer’de İnanç ve Kutsal Evlenme”, 1998, Kaynak Yayınları
- “Zaman Tüneliyle Sümer’e Yolculuk”, 1998, Kaynak Yayınları (Genişletilmiş ikinci basım; ilk basım 1993, Kültür Bakanlığı Yayınları)
- “Hititler ve Hattuşa – İştar’ın Kaleminden”, 2000, Kaynak Yayınları
- “Gilgameş – Tarihte İlk Kral Kahraman”, 2000, Kaynak Yayınları
- “Ortadoğu Uygarlık Mirası”, 2002, Kaynak Yayınları
- “Ortadoğu Uygarlık Mirası 2”, 2003, Kaynak Yayınları
- “Sümer Hayvan Masalları”, 2003, Kaynak Yayınları
- “Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği”, 2004, Kaynak Yayınları
- “Vatandaşlık Tepkilerim”, 2004, Kaynak Yayınları
- “Atatürk Düşünüyor”, 2005, Kaynak Yayınları
- “Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği”, 2005, Kaynak Yayınları
- “Çivi Çiviyi Söker – Muazzez İlmiye Çığ Kitabı”, Serhat Öztürk, 2002, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
- “Sümerlilerde Tufan – Tufan’da Türkler”, 2008, “Kaynak Yayınları”
PERPA HABERLERİ
PERPA HABER ANA SAYFA
PERPA İLETİŞİM
Bayberk Elektrik Malzeme Markaları
/1 Yorum/in Bayberk Elektrik /tarafından sivaslioglu-perpaBayberk Elektrik Malzeme Markaları
Bayberk Elektrik Malzeme Markaları
Firmamızın ürünlerini sattığı Elektrik Malzemeleri Markaları aşağıdadır.
ÖZNUR KABLO
VİKO
SIEMENS
LEGRAND
MUTLUSAN
ENTES
ERSE KABLO
HES KABLO
PRYSMIAN KABLO
NEXANS
TP ELEKTRİK
PELSAN AYDINLATMA
WIELAND
VAGO
ŞAFAK
ORTAÇ
OPAŞ
KRAUS NAIMER
KONDAS
METE ENERJİ
EMAS
ABB
BEMİS
EAE
SCHNEIDER ELEKTRİK
ONKA
OSRAM
CATA
BAYBERK ELEKTRİK
KABLO KANALI
KABLO TAŞIMA SİSTEMLERİ
AYDINLATMA FİRMALARI
KABLO FİRMALARI
ELEKTRİK MALZEMELERİ
ELEKTRİK ELEKTRONİK FİRMALARI
PERPA FİRMALARI
PERPA TİCARET MERKEZİ
PERPA İLETİŞİM
PERPA FACEBOOK
Bayberk Elektrik Fiyat Listeleri
/0 Yorumlar/in Bayberk Elektrik /tarafından sivaslioglu-perpaBayberk Elektrik Fiyat Listeleri
Bayberk Elektrik Fiyat Listeleri
Fiyat Listeleri Bayberk Elektrik
BAYBERK ELEKTRİK
KABLO KANALI
KABLO TAŞIMA SİSTEMLERİ
AYDINLATMA FİRMALARI
KABLO FİRMALARI
ELEKTRİK MALZEMELERİ
ELEKTRİK ELEKTRONİK FİRMALARI
PERPA FİRMALARI
PERPA TİCARET MERKEZİ
PERPA İLETİŞİM
PERPA FACEBOOK
Bayberk Elektrik Kurumsal
/0 Yorumlar/in Bayberk Elektrik /tarafından sivaslioglu-perpaBayberk Elektrik Kurumsal
Bayberk Elektrik Kurumsal Bilgiler
Bayberk Elektrik Kurumsal Bilgiler
Bayberk elektrik sektöründe Perpa Ticaret Merkezi ‘nde hizmet vermektedir. Viko, Siemens, Legrand, Mutlusan Elektrik, Entes, Schneider Elektrik, Öznur Kablo, Hes Kablo, Prsymian, Nexans, Gecem Aydınlatma, Mete Enerji gibi markaların ürünlerinin satışını ve pazarlamasını yapmaktadır.
Şirketimiz gerek personelimizin daha eğitimli olması, gerekse siz müşterilerimize daha iyi hizmet vermek amacıyla satışlarımıza, müşterilerine kalite ve güvenilir hizmeti vermeye devam etmektedir. Bayberk Elektrik , Elektrik Şalt ürünlerinin yanı sıra kablo, aydınlatma, otomasyon, orta gerilim malzemelerinin de teminini ve satışını yapmaktadır. En ucuz elektrik malzemeleri hedefimizi kendimize hedef belirledik. Perpa elektrik toptancısı olarak siz değerli müşterilerimize sınırsız ürünlerimizi sunacağız.
Bayberk Elektrik adı, kaliteli, güvenilir, sınırsıza yakın hizmet veren, satış öncesi ve satış sonrası işbirliği yapmaya gayret eden, müşteri odaklı müşteriye daha yakın olabilmek amacıyla, gelişime, değişime ve şubeleşerek açık bir firma olarak duyurmak ve göstermektedir.
Siz müşterilerimiz hangi lokasyonda olursanız olun iyi hizmet, kalite ve verimlilik önceliğimizdir.
Perpa Ticaret Merkezi ‘nde bulunan Şirketimiz ve ürünlerimiz hakkında daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçiniz.
Deneyimli kadromuz, pratik ve yaratıcı çözümlerimizle sizlere taleplerinize uygun, zamanında, güvenilir ve kaliteli bir hizmet sunmak.
Bayberk Elektrik Temmuz 2017 yılında kurulmuştur. Elektrik sektöründeki eksiklerden ve açıklarından yola çıkarak stratejisini kurmuş, çözüm odaklı çalışmayı seçmiştir. Siz değerli müşterilerimizin memnuniyeti en başta gelmektedir. İyi hizmet, iyi fiyat ilkesi ile sonuç odaklı çalışmak önceliğimizdir.
Perpa Ticaret Merkezinde toptan elektrik malzemeleri pazarına girerek önemli başarılar elde etmeyi hedeflemekteyiz.
BAYBERK ELEKTRİK
KABLO KANALI
KABLO TAŞIMA SİSTEMLERİ
AYDINLATMA FİRMALARI
KABLO FİRMALARI
ELEKTRİK MALZEMELERİ
ELEKTRİK ELEKTRONİK FİRMALARI
PERPA FİRMALARI
PERPA TİCARET MERKEZİ
PERPA İLETİŞİM
PERPA FACEBOOK
Bayberk Elektrik Kablo Pano Elektrik Malzemeleri
/7 Yorumlar/in Elektrik Malzeme Firmaları /tarafından sivaslioglu-perpaBayberk Elektrik İletişim Bilgileri
/0 Yorumlar/in Bayberk Elektrik /tarafından sivaslioglu-perpaBayberk Elektrik İletişim Bilgileri
Bayberk Elektrik İletişim Bilgileri
BAYBERK ELEKTRİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Perpa Ticaret Merkezi A Blok Kat: 8 No: 1083
Okmeydanı Şişli / İstanbul
Tel: 0212 221 78 74 (Pbx)
Fax: 0212 221 78 75
info@bayberkelektrik.com
BAYBERK ELEKTRİK
KABLO KANALI
KABLO TAŞIMA SİSTEMLERİ
AYDINLATMA FİRMALARI
KABLO FİRMALARI
ELEKTRİK MALZEMELERİ
ELEKTRİK ELEKTRONİK FİRMALARI
PERPA FİRMALARI
PERPA TİCARET MERKEZİ
PERPA İLETİŞİM
PERPA FACEBOOK
Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin Yaşlı Annesi
/0 Yorumlar/in Haberler /tarafından sivaslioglu-perpaMuazzez İlmiye Çığ: 104 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum artık bıktım yaşamaktan
“60 yaşına gelip de hala okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum”
Muazzez İlmiye Çığ
Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi
Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi
Osmanlı’nın son yıllarına, iki dünya savaşına ve Cumhuriyet’in her dönemine tanıklık etti. 104 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ dünyanın sayılı sümerologlarından, saygın bir bilim insanı. “104 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum” diyen Çığ; “Artık bıktım yaşamaktan, çok dertleniyorum” diyor.
Posta’dan Oya Çınar’a konuşan Çığ “60 yaşına gelip de hala okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum” ifadesini kullanıyor. Çığ’ın Çınar’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Nasıl bir his 104 yılı devirmek?
Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi
104 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum. Beklemiyordum. Ama artık bıktım yaşamaktan. Çok dertleniyorum. Kendimle ilgili değil ama etrafımda olup bitenler beni çok üzüyor. Çocuklarım, torunlarım için kaygılanıyorum, onlar için ödüm kopuyor.
Özel bir çabanız oldu mu bu kadar uzun yaşamak için?
Yoo! Hiç özel bir şey yapmadım. Az da yemedim, çok da yemedim. Ama çok yürüdüm. Hâlâ yatak sporlarım vardır. Şimdi biraz bacaklarım ağrıyor, zorlanıyorum ama yine de yapıyorum.
Sizce ruh yaşlanıyor mu?
Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi
Yaşlanmanın kötü yanı o ya işte kızım. Bedeniniz bazı şeylere eskisi gibi izin vermiyor ama ruh yaşlanmıyor. Duygular hiç değişmiyor. Gençlikte nelere ağlıyorsam hâlâ aynı şeylere ağlıyorum. Nelerden heyecan alıyorsam aynı şeylerden heyecan alıyorum.
Muazzez İlmiye Çığ Nasıl geçti hayatınız?
Dolu dolu geçti. Dalgalarda kaldım ama hiç boğulmadım. Hep su yüzünde kaldım. Çok çalıştım. O kadar işin gücün arasında iki çocuğum oldu. Annemin yardımlarıyla ve kocamın anlayışıyla büyüttüm. Kıyafetlerini kendim dikerdim. O zaman hazır giyim yoktu. Evde de dışarıda da hep çalışarak geçti hayatım.
Fahri doktoranız, 23 kitabınız ve bilimsel makaleleriniz var. Eğlenceye vakit kaldı mı hiç?
Yaratırdım! Tabii eğlence deyince benim aklıma sinema, tiyatro ve seyahat geliyor. Eşimle sık sık tiyatroya giderdik. İmkan buldukça davetlere, kokteyllere katılırdık. Ve hep gezerdim. Sadece Japonya’ya 15 kere gittim.
Neden sümeroloji?
Muazzez İlmiye Çığ Sümerolojinin 104 Yıllık Annesi
Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi açılalı bir yıl bile olmamıştı. İki arkadaş, Fransızca bölümüne kayıt olmak istiyorduk. Ama kayıtları dolmuş. “Hititoloji profesörü yeni geldi. Yan dersler olarak da sümeroloji ve arkeoloji olacak” denildi. Gidip oraya kayıt olduk. Tabii çok cahiliz o zaman. ‘Loji’nin ‘bilim’ olduğunu bile bilmiyorduk. Tesadüfen başladı her şey.
Sonra?
Hocamız okulda kalmamı çok istedi ama ben istemedim. Babam çok kızdı; o da profesör olmamı istiyordu. Sonra İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde çalışmaya başladım. Hiç de pişman olmadım. Maalesef okulda kalanlar ne sümeroloji ne de başka alanda bir şey ortaya koyabildi. Koskoca bir sümeroloji arşivi meydana getirdik. Anlaşılan o ki, biz yapmasak başkası da yapmayacakmış.
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nin ilk mezunlarındansınız…
Sümerler – Sümeroloji
1935’te okul kuruldu, ben de 1940’ta mezun oldum şekerim. İyi ki açtın bu konuyu… Atatürk bu okulu açarken bir şey amaçladı. Şimdi o amacı tamamen unutmuş durumdalar. İlber Ortaylı’nın kitabında bile yok. Atatürk’ü yazmış ama bu okullar neden kuruldu, niye var, söz etmemiş bile.
Amaç neydi?
Atatürk diyor ki, Türk dilini ve tarihini araştıracak uzmanlar yetiştirmek zorundayız. Bunun için bu okulu açıyor. Türkçe’nin kökeni ne? Türkler hangi coğrafyalarda, nerelere kadar uzanmış? Bunları gelecek nesillere aktarmak için… Ama bunları yapabilmek için eğitimci lazımdı. Yoktu o zaman.
Nasıl başardı peki?
Sümerler – Sümeroloji
Atatürk, Cumhuriyeti kurar kurmaz lisede başarılı çocuklar arasından sınavla 150 genci seçip Avrupa’ya gönderdi. Aynı dönemde Almanya’da Hitler, pek çok değerli profesörü Yahudi olduğu için işlerinden çıkardı. Atatürk, “Hemen gelsinler” dedi. O zaman yapılmış bir anlaşma var. Ben okurken ağladım. Daha 10 yıllık bir ülkenin yaptığı şeyler bunlar. Biz bugün bir şeyler yapabildiysek, o dönem atılan tohumların meyveleri sayesinde hepsi. Aynı şekilde devam edilebilseydi Türkiye şimdi Finlandiya ve Norveç seviyesinde olabilirdi.
Kindar bir nesil yetişti
Cumhuriyet’in ilk yılları nasıldı?
Sümerler – Sümeroloji
1933’te, Cumhuriyetin 10. yılında Eskişehir’de öğretmendim. Kadın-erkek ayrımı nedir bilmezdik. Hep birlikte sinemaya, tiyatroya gidilirdi. Çarşaflı bir tek kadın bile görmezdik. Erkekler şapkalı, kadınlar başı açık modern bir şekilde yaşıyorduk. Bugün modern Türk kadını denince aklınıza nasıl bir profil geliyorsa, o zaman öyleydi. Köyde ve şehirde büyük bir okumayazma seferberliği vardı. Bugün 60 yaşına gelip de hâlâ okuma-yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum. Bunun bahanesi yok, 1930’ların yokluğunda bile insanların öğrenme aşkı vardı.
Bugün bile okutulmayan kız çocukları var. Siz o dönemde lisede Fransızca ve keman dersleri almışsınız…
Babam acayip bir adamdı şekerim. Yıl 1914, annem hamile. Babam diyor ki, “İnşallah kız çocuğum olur. Ona Fransızca ve keman dersleri aldıracağım.” Ben doğunca adımı Muazzez İlmiye koyuyor. Bir gün bana dedi ki, “Kızım sana İlmiye adını verdim ki ilim sahibi olasın.” Ben çocuğum tabii. Bir kulağımdan girdi, öbüründen çıktı. Kullanmazdım bile İlmiye’yi. Ne zaman kullanmaya başladım biliyor musun? Türkiye’ye yabancı bir profesör gelmişti. Bir etkinlik sırasında sohbet ederken ilk sözü şu oldu bana, “Siz tüm bu çalışmalarınızla, ilim sahibi olduktan sonra mı aldınız bu unvanı?” Güldüm. “Hayır, babam koymuş bu adı” dedim. Emekli olmuştum, düşünün. Ondan sonra hep Muazzez İlmiye’yi birlikte kullandım.
Muazzez İlmiye Çığ Benim tanrım Gök Tanrı
Günümüzü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son yıllarda yapılan her şeye rağmen Atatürk devrimleri en başarılı çağında. Onun devrimlerinin karşısında duranlar bile birden coştular. Bir şeyi ne kadar baltalamaya çalışılırsanız o kadar güçlenir; demek ki bunun idrakına geç varıldı. Gençler eskiden benden Sümerleri dinlemek isterdi. Şimdi sürekli Atatürk’ü soruyorlar.
Muazzez İlmiye Çığ Gelecekten umutlu musunuz?
Ben çok iyi olacağına kaniyim. Belki büyük bir dalgalanma olacak ama yeniden doğacağız. Seçimleri de heyecanla bekliyorum. Sıkıntılı günler yaşayacağız ama sonumuz aydınlık. Tabii çalışırsak. Vazifelerimizi bilmemiz, birbirimize kenetlenmemiz lazım. Yoksa her şey berbat olur. Yeniden Osmanlı’ya dönmemiz işten bile değil.
En çok nelerden rahatsız oluyorsunuz?
Kindar bir nesil yetişti. Ona üzülüyorum. Gazeteleri okurken deliye dönüyorum. Nasıl bu hale geldik? Deli olacağım. Bunun dinde de yeri yoktur. Eski Türklerin inancı sevgi üzerine. Gök Tanrı ‘Sev’ demiş; otu, böceği, hayvanı… Benim Tanrım Gök Tanrı. Sevecensen Gök Tanrı sıkıntını alıyor, işin gücün rast gidiyor. Değilsen de seni kendi haline bırakıyor. Öyle cezası, ateşlerde yakması yok. “Aaa bayıldım vallahi ben bu Tanrı’ya” dedim okuyunca. Vallahi bayıldım!
Avrupa’nın her rezaleti unutuldu ama Beethoven hatırlanıyor
Günlük rutininizde neler var?
Her sabah gazetelerimi gözden geçiriyorum. Bol bol okuyorum. Şimdi ‘Türkçenin Dirilişi Hareketi’ kitabı var elimde.
Magazin de okur musunuz?
Gazetelerin eklerini okurum. Artistlere martistlere bakıyorum, ne yapıyorlar diye. Ama sanatta ve sporda başarılı gençlerimize az yer veriliyor. Zaten Osmanlı’dan kalan kötü bir imajımız var. Bakın dünyaya, Avrupa’ya, İkinci Dünya Savaşı’ndaki rezaletleri, her türlü pislikleri unutuldu ama Beethoven hatırlanıyor! Sanatın böyle bir gücü vardır! Biz de Osmanlı’dan kalan bu kötü imajımızı temizlemek istiyorsak kendi Beethoven’larımızı yetiştirmemiz lazım.
Bunca yaşam deneyiminizden sonra gençlere ne öğüt verirsiniz?
Çok okusunlar. Çalışsınlar. Lisan öğrensinler. Türkçeye çok önem versinler. Lisan öğrenmek başka, kendi diline sahip çıkmak başka. Kendi dilimizin içine çok rica ediyorum yabancı kelimeleri sokuşturmasınlar. Önyargılı olmasınlar. Dedikodudan uzak dursunlar.
Bu dünyaya bir geliş amacınız var mıydı sizce?
İki gün evvel bir ressam geldi ziyaretime. Sümerlerle ilgili hayali resimler yapmış, getirmiş. Bayıldım. Benim gayem de çabam da buydu: Sümerleri halka tanıtmak. Gayeme ulaştım mı? Herhalde Atatürk’e vefa borcumu ödedim diye düşünüyorum. Türkiye’den başka hiçbir yerde Sümerler hakkında bu kadar bilinçli bir halk yok. Bu da beni çok mutlu ediyor.
Dünyaya bir gelirsem uzaya gitmek isterim
Muazzez İlmiye Çığ Sıkılınca ne yaparsınız?
Başka bir şey yaparım.
Zorluklarla mücadele ve devam etme gücünü nelerden alırsınız?
Yılmam ben bir şeyden. Yılıp da çekilmem köşeye.
Sizi ne heyecanlandırır?
Sabah çıktım balkona, bahçeme baktım. Öyle güzel renkler var ki… Eflatunu, pembesi, kırmızısı… Doğa bana coşku veriyor. Güzel bir kitap okumak, iyi bir film izlemek, gençlerle buluşmak beni heyecanlandırıyor.
Muazzez İlmiye Çığ Dünyaya yeniden gelmek ister miydiniz?
Uzaya gitmek isterdim şekerim. Uzayla ilgili çok araştırır, her şeyi severek okurum.
Kaynak T24
Muazzez İlmiye Çığ Biyografi
Eğitim ve kariyer
İlkokula Çorum’da başladı. Daha sonra ailece Bursa’ya taşındılar. Bursa’da özel bir okul olan Bizim Mektep’te Fransızca ve keman dersleri aldı. 1926’da sınavla Bursa Kız Muallim Mektebi’ne (Bursa Kız Öğretmen Okulu) girdi. 1931 yılında mezun oldu ve babasının da öğretmenlik yapmakta olduğu Eskişehir’e tayin oldu. Eskişehir’de öğretmenlik mesleğini dört buçuk yıl yaptı.
15 Şubat 1936 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Hititoloji bölümüne kaydoldu. Nazi Almanyası’ndan Türkiye’ye iltica etmiş olan ve Ankara Üniversitesi’nde dersler veren Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock’dan Hitit Dili ve Kültürü derslerini, Prof. Dr. Benno Landsberger’den Sümer ve Akad Dilleri ve Mezopotamya Kültürüderslerini aldı. 1940 yılında Ankara Üniversitesinden mezun olduktan sonra İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivine uzman olarak atandı. Aynı yıl Kemal Çığ ile evlenmişti. Müzede çalıştığı 31 yıl boyunca meslektaşı Hatice Kızılyay ve Dr. F. R. Kraus ile birlikte müzenin deposunda bulunan Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip, sınıflandırıp numaralandırdı, 74.000 tabletten oluşan çivi yazılı belgeler arşivini oluşturdu, 3.000 tabletin kopyasını yapıp katalog halinde yayımladı.
1957’de Münih’teki Oryantalistler Kongresi’ne katıldı. 1960’ta Heidelberg Üniversitesi’nde altı aylık bir çalışma yaptı. 1965’te Roma’da sergilenen Hitit sergisini bu şehirden alarak Londra’ya götürdü. 1972’de emekliye ayrıldı.
Emeklilikten sonra bir süre yurtdışında yaşayan Muazzez İlmiye Çığ, 1988’de Philadelphia’daki Asuroloji kongresine katıldı. Prof. Kramer’in History Begins at Sumer adlı kitabını Türkçeye çevirdi ve kitap 1990’da “Tarih Sümerle Başlar” adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı. Kitabın çok ilgi görmesi üzerine 1993’te çocuklara yönelik Zaman Tüneliyle Sümerlere Yolculuk da dahil Sümer ve Hitit kültürlerini tanıtan 13 kitap yazdı.
Muazzez İlmiye Çığ Ödülleri
Muazzez İlmiye Çığ Davaları
Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği ve Vatandaşlık Tepkilerim isimli kitaplarında kadınlarda başörtüsünün köklerinin Akadlara dayandığını yazmıştı. Bu kitapları 2007 yılında kamuoyunda yankı uyandırdı. 2007 yılında “Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçuyla yargılandı ve ilk celsede beraat etti.
Muazzez İlmiye Çığ Kitapları
PERPA HABERLERİ
PERPA HABER ANA SAYFA
PERPA İLETİŞİM
İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu
/0 Yorumlar/in Haberler /tarafından sivaslioglu-perpaİmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu çalışanlarıyla buluştu. İmamoğlu, Saraçhane’deki binanın başkanlık katında İBB çalışanlarıyla bir araya geldi. Burada personele hitap eden İmamoğlu, bu anları yaşayan birisi olduğunu ifade ederek, insani bir konuşma yapacağını söyledi.
İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu
İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekremİmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu. İmamoğlu, Saraçhane’deki binanın başkanlık katında İBB çalışanlarıyla bir araya geldi. Burada personele hitap eden İmamoğlu, bu anları yaşayan birisi olduğunu ifade ederek, insani bir konuşma yapacağını söyledi.
İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu Bankamatik Çalışanlar
İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu kuruma hizmet etmeyip maaşını buradan alıp başka bir kuruma hizmet edenler varsa inanın biz onu zaten tespit ederiz. Ama ben olsam o kişinin yerinde istifamı veririm. ‘Allah’a ısmarladık’ der giderim” dedi.
Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’deki binanın başkanlık katında İBB çalışanlarıyla bir araya geldi. Burada personele hitap eden İmamoğlu, bu anları yaşayan birisi olduğunu ifade ederek, insani bir konuşma yapacağını söyledi.
“Benden bir belediye başkanı nutku beklemeyin” diyen İmamoğlu, “Tüm insani değerler ve bakışımla konuşacağım. Şunu ifade edeyim. Bu konuda çok netim ve samimiyim. Bizim belediye bünyesinde çalışan hiçbir bireyle bir sıkıntımız asla olmaz.
Her çalışan arkadaşımızın ekmeğine ve alın terine inanılmaz saygı duyan bir vicdana ve ahlaka sahibim. Bu vicdan ve ahlakın karşılığı olarak aynı vicdan ve ahlakı elbette ki siz çalışma arkadaşlarımdan bekliyorum.” diye konuştu.
Belediye başkanı olarak çalışma arkadaşlarında istediği bir kaç önemli hususun bulunduğunu anlatan İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Göreve geldim. Allah nasip eder, 5 yıl burada kalırız. Bu duygularımla, bu süreç içinde tek temennim, bana göre dünyanın ve İstanbul’un en başarılı belediye başkanı olmak. Bunun için çok çalışırım. Çalışmamın sınırı yoktur. Çok alın teri dökerim. Dolayısıyla bu sürece her arkadaşımın katkı sunmasını dilerim.
Katı nedir? İnsan hangi makamda, hangi birimde çalışırsa çalışsın işini en iyi yapan olmasıdır. Her biriniz aynı titizlikle işinize sarılmalısınız. Burada ekmeğinizi sunan ben değilim.
Size ekmeğinizi sunan bu şehrin 16 milyon insanın vergisidir. Ekmeğinizi ben size sunmadığım gibi bir başkası da sunmuyor. Dolayısıyla kula kulluk etmenizin bir anlamı yok. Halk beni seçti. Bu makamın emanet olduğunu biliyorum. Sizlerin de bu sürece en iyi şekilde, layık olacak şekilde hizmet etmenizi diliyorum. İşin özeti bu kadar.”
İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu İşinizin Takipçisi Olacağız
İmamoğlu İşinizin Takipçisi Olacağız
İmamoğlu, çalışanların işlerini iyi yapıp yapmadıklarının takipçisi olacağına vurgu yaparak, “Belli bir siyasi dönemin, belli ilişkilerle ya da kendi hakkınızla buraya işe girmiş olabilirsiniz. O bitti gitti. Bu aşamadan sonra, yani işe girdiğiniz an itibarıyla artık buraya tabisiniz.
Bazı insanlar, sözlerimi tek odaklı bir yere çekiyor. Ben tekrar yineleyeyim ki, beni daha iyi anlayasınız. Dedim ki, ‘Kişilere, partilere, kurumlara, derneklere, vakıflara, cemaatlere hizmet yok. Kendi özelinizle hizmet ediyorsanız, buyurun edin. O sizinle onların arasında. Beni ilgilendirmez.
Ama burada çalışanların, emeğiyle elde edeceğimiz bir sürecin, tek amacı olacak. İstanbul şehrine hizmet etmek. İşinizi yapın, gelip elinizi sıkayım. Bu tavrımın aynısının yol arkadaşlarım kadrom da sizinle paylaşacak.” ifadelerini kullandı.
İBB’nin tüm personeliyle de konuşacağını dile getiren İmamoğlu, “Karalamalar ve lekelemeler olacak. Hiçbiri umurumda değil. Bizim bünyemiz buna alışkın. Biz yaptığımız işin doğruluğuna bakarız. Geriye dönüp kim ne demiş diye bakmayız.” dedi.
Herkesin İşini Yapması Gerekir
Herkesin işini yapması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, şunları kaydetti:
“Burada, yapının içerisinde maaşını alıp hizmet etmeyenler varsa ben söylemeden bıraksın gitsin. İstifasını versin gitsin. Maaşını alıp bu kuruma hizmet etmeyen, başka yerlere başka kurumlara hizmet edenler varsa, belediyenin bazı kamu kurumlarına hizmet etme mecburiyeti vardır.
Ben ondan bahsetmiyorum. Siz ne demek istediğimizi anladınız. Bu kuruma hizmet etmeyip maaşını buradan alıp başka bir kuruma hizmet edenler varsa inanın biz onu zaten tespit ederiz ama ben olsam o kişinin yerinde istifamı veririm. ‘Allah’a ısmarladık’ der giderim. Göreceksiniz ben belediye başkanlığım süresince böyle bir şeye asla müsaade etmedim, etmeyeceğim.
Dolayısıyla benim sözümü lütfen anlayın. Kendinizi sorumlu hissedip, dediğim şey aslında tam da kul hakkıdır, bahsettiğim şey aslında bu şehrin insanlarının yükünün sizlerin sırtında olduğunu hatırlatmasıdır, başka bir şey değil. Emeğinize bakın, işinizi yapın, çok moralli bir şekilde işinize gelin. Moralli bir şekilde evinize gidin.
İşinizi yaptıkça göreceksiniz bizim sizlerle olan diyaloğumuz, muhabbetimiz ve arkadaşlığımız, yol arkadaşlığımız daha da kuvvetlenecek. On binlerce insanın bu kurumda direkt veya endirekt çalıştığını biliyorum.
Ben Size Patronluk Yapmaya Gelmedim
İmamoğlu Çalışanlarıyla Buluştu
Dolayısıyla benim niyetim, sadece İstanbul’da yaşayanların değil bu çatı altında çalışan on binlerce insanın da kalbini kazanıp onlarla yol arkadaşı olmak. Başka bir şey değil. Ben size patronluk yapmaya gelmedim. Ben sizin belediye başkanınız ve yol arkadaşınızım. Siz de bana yol arkadaşlığı yapacaksınız. Bu kadar net.”
Kaynak
PERPA HABERLERİ
PERPA HABER ANA SAYFA
PERPA İLETİŞİM
Solin Ambalaj Ürünler Poşet Bant Bez Çanta
/0 Yorumlar/in Solin /tarafından sivaslioglu-perpaSolin Ambalaj Ürünler, Poşet Çeşitleri, Bant Çeşitleri, Jelatin Poşetler, Palet Streç, Balonlu Naylon, Bez çanta, Havalı poşet, Kurban poşeti, Teknik Bantlar
Solin Ambalaj Ürünler
Solin Ambalaj Ürünler
Poşet Çeşitleri
Poşetler, hangi malzemeden yapılırsa yapılsın artık kullanımı kaçınılmaz ambalaj malzemelerindendir. Yaşamın her alanında mutlaka kullanılmaktadır. Günümüzün kentlere yığılmış tüketim toplumlarında, alıcılar, ürettiğiniz, sattığınız ürünleri bir biçimde evlerine, işyerlerine çeşitli taşıma malzemeleri kullanarak ulaştırıyorlar. Bu malzemelerin en başta geleni poşetler.
Bugün poşetsiz bir yaşam neredeyse düşünülemeyecek durumda. Markete, mağazaya, dükkana nereye gidersek gidelim bir alış veriş yaptığımızda mutlaka O’nu kullanmak zorundayız. O kadar çok tüketiyoruz ki, o ürünleri poşetsiz taşımamız mümkün değil.
Solin Ambalaj Ürünler Bant Çeşitleri
Bant çeşitleri, kullanılacak yere göre kendi aralarında yüzlerce farklı ürün çeşidine sahiptirler. İlgili linkleri takip ederek tam istediğiniz bandı mutlaka bulabilirsiniz.
Solin Ambalaj, her türlü bandın yüzlerce farklı varyasyonunu stoklarında her zaman bulundurmaktadır. İstenildiğinde her çeşit bant üzerine firmanıza özel olarak baskıda yapabiliriz.
Bant kadar yoğun kullanım alanı ve çeşidi olan başka bir ambalaj malzemesi yoktur.
Bantlar, kullanım amacınıza göre çok farklı sınıflara ayrılabilirler.
Solin Ambalaj Ürünler Balonlu Naylon
Çok hassas materyallerin paketlenmesinde, sevkiyatlarda, zarar görmemesi gereken ürünlerin paketlenmesinde kullanılmaktadır. Ürün satışı, sevkiyatı, eşya taşıma, taşınma gibi bir çok alanda kullanılabilir. Kargoya vereceğiniz bir paketten; saklayacağınız herhangi bir materyale kadar her alanda kullanımı fayda sağlayan; hatta ürün sunumları için göz alıcı sunumlarda kullanmak üzere dekoratif amaçlı olarak da kullanılmaktadır.
Palet Streç
Teknolojinin gelişmesiyle paketleme alanında adeta devrim niteliğinde üretilen bir paketleme ve ambalaj ürünüdür. Streç filmler kullanım kolaylığı ve saklama koşullarının iyileştirilmesinden ürün paketlemeye ve hatta ürünlerin bir arada tutulması için sarma işlemlerine kadar her alanda kullanılmaktadır. Gerek esneme katsayısının fazla olması; gerekse paketlenen ürünü koruma görevini yerine getirmesi bakımından oldukça kullanışlı bir üründür. Hemen Hemen saklama ve depolama denildiğinde uzun ömürlü işler için kullanılan streç film; paketleme sektörünün yıldızlarından biridir.
Havalı Poşet
Havalı poşet, istediğiniz ebatlarda üretilebilen, üzerinde bağımsız hava kanalları bulunan, kullanım esnasında kolayca şişirilebilen kırılmalara karşı en dayanıklı ambalaj malzemesidir.
Jelatin Poşet
Jelatin poşet, naylon jelatin, ambalaj jelatini olarak bilinen saklama ve paketleme amacı ile oldukça sık kullanılan bir ambalaj ürünüdür. Saklama ve paketleme amacı ile her sektörde mutlaka kullanılmakta ve tercih edilmektedir.
Yapışkanlı jelatin, bantlı jelatin, kilitli jelatin olarak da anılmaktadır.
Genelde jelatin poşet olarak anılan bu ürünü Solin Ambalaj olarak müşterilerimize sunmaktayız. Siz de sattığınız ürünlerin paketleme, ambalaj ve saklama koşullarında iyileştirmeler yapmak istiyorsanız jelatin poşeti tercih edebilirsiniz.
Bez Çanta
Bez Çanta, Bez torba imalatı, Ham bez çantalar. Plastiğin keşfinden bu yana büyük zorluklar yaşıyoruz. Dünyamız kirleniyor, canlı çeşitliliğimiz azalıyor. Temel neden plastik kullanımı. Bez torba kullanmak çok sevdiğiniz balinaların soyunun devam etmesini sağlayacaktır.
Koli Bandı
Koli bandı, ambalaj, paketleme, tamirat, tadilat, poşetleme, taşınma, seyahat gibi bir çok alanda kullanılır. Renk olarak, taba, şeffaf ve renkli olmak üzere üç ayrı formatta üretilir.
SOLİN AMBALAJ
AMBALAJ MALZEME FİRMALARI
PERPA FİRMALARI
PERPA ANA SAYFA
PERPA İLETİŞİM
SOLİN ÜRÜNLER
Solin Ambalaj İletişim 0212 220 55 62
/0 Yorumlar/in Solin /tarafından sivaslioglu-perpaSolin Ambalaj İletişim
Solin Ambalaj İletişim
Adres
Perpa Ticaret Merkezi A Blok, Kat:5 No:160 Şişli, İSTANBUL
Telefon
(0212) 220 55 62
(0212) 220 55 63
Fax
(0212) 220 55 61
BASKILI ÜRÜNLER GRAFİK ÇALIŞMALARI İÇİN
SOLİN AMBALAJ
AMBALAJ MALZEME FİRMALARI
PERPA FİRMALARI
PERPA ANA SAYFA
PERPA İLETİŞİM
SOLİN
Kaydırmaz Bant Nedir Kullanım Alanları Nerelerdir
/1 Yorum/in Ambalaj Malzemeleri, Duyurular, Haberler /tarafından sivaslioglu-perpaKaydırmaz Bant Nedir
Kaydırmaz Bant Nedir
Kaydırmaz Bant Nedir Non-slip bands, kaygan, eğimli ve çok kademeli, merdiven vb. yüzeylerde kaymadan dolayı oluşabilecek kaza risklerini minimize eden teknik bant çeşididir.
Kaydırmaz Bantlar, kaygan, eğimli ve çok kademeli merdiven gibi yüzeylerde kaymadan dolayı oluşabilecek kaza risklerini azaltır. Yüzeyin fiziksel yapısından (Mermer, Granit), Cilalama, temizleme, ıslaklık, Yağmur, kar ve don gibi iklimsel koşullarda oluşabilecek kazaları minimize eder.
Günümüzde, evlerde, işyerlerinde, otellerde ve, rezidans gibi işletmelerde temizlik kaygılarından dolayı, pürüzsüz, pırıl pırıl cilalanmış yüzey kaplamaları özellikle tercih edilmektedir.
Yüzeyin kir pas tutmaması için pürüzsüz olması gerekiyor. Bu yüzden yüzeyler mermer vb. kaplamalar ile kapatılıyor. Bu tip yüzey kaplamaları çok kolay temizleniyor, fakat, mevsimsel değişiklikler (sıcaklık, don), fiziksel değişiklikler (eğim vb.) bu tip yerlerde ciddi kazalara yol açabiliyor.
İnsanlar eğim, buz, don, pürüzsüzlük gibi nedenlerle çok kolay kayıp düşebiliyor. Bu kayma ve düşmeler genellikle sert zeminlerde olmasından kaynaklı olarak çoğunlukla ölümcül veya kalıcı hasarlara neden olabiliyor.
İnsan sağlığı ve iş güvenliği açısından, işyerlerinde, evlerde, otel, fabrika gibi değişik mekanlarda, fiziksel etkilere maruz kalan alanlarda ( sıcaklık, soğukluk), 20 dereceyi geçen eğimlerde fiziksel önlemler almak gerekiyor.
Alınacak önlemlerin en başında Kaydırmaz Bant kullanımı geliyor.
Kaydırmaz bantlar ısı değişiminden etkilenmezler. Sıcak, soğuk, don vb. durumlarda insanlar kaydırmaz bant yapıştırılmış yüzeylerde rahatlıkla yürüyebilirler.
Kaydırmazlık bandı kullanılırsa, o yüzey ne kadar eğimli olur ise olsun, o yüzeyden insanlar, kolayca, kaymadan, iner ve çıkabilirler. İster merdiven, ister eğimli pürüzsüz yüzey olsun, fark etmez.
Kaydırmaz Bantların Ömrü
Kaydırmaz bantlar, yapısındaki kimyasal maddelere bağlı olarak 2-5 yıl ömür beklentili olabilir. bu beklenti ortamın extrem değişikliklerine göre değişiklik gösterebilir.
Extrem koşullarda kaydırmaz bant kullanmanız gerekirse (Anormal sıcaklık değişimleri, anormal eğimler gibi) bizden detaylı bilgi isteyiniz. Çünkü kaydırmaz batlar normal şartlar altında -10-+ 40 derece sıcaklıklara ve en fazla 45 derece eğime göre üretilmektedir.
Kaydırmaz Bant Kullanım Alanları
Kaydırmaz bantlar ya da yaygın kullanım adıyla merdiven kaydırmaz bantlar, merdiven bantları yaygın olarak, sıcaklık gibi dış fiziksel etkilerden çok kolay etkilenebilecek veya çok eğimli merdivenlerde, ya da eğimli veya eğimsiz, pürüzsüz yüzeylerde kullanılması gerekmektedir. Sektörel ve önem sırasına göre sıralarsak;
Kaydırmaz Bantlar okullarda kullanılır
Her yaştan çocuğun okuduğu okullar, merdivenleri, farklı eğim içeren alanlarıyla çocukların en fazla tehlike ve kazaya maruz kaldığı yerlerdir. Bu tip merkezlerin merdivenlerine, pürüzsüz mermer yüzeylerinde mutlaka kaydırmaz bant kullanılmalıdır.
Merdivenler, düzgün eğimsiz ama kaygan olan her yüzey çocuklar için tehlikelidir. Merdivenlerde kayıp düşebilirler, Düzgün, pürüzsüz, eğimsiz yüzeylerin ıslaklığı vb. sorunlardan dolayı kayıp düşebilme ve ciddi hasar görme olasılıkları vardır.
Her yaştan öğrenci okutan okullar mutlaka, eğimli, eğimsiz parlak yüzeylerde ve merdivenlerde kaydırmaz bant kullanmalıdır.
Derecesine olursa olsun, pürüzsüz, eğimli yüzeyler kayma riskini artırır, kazalara yol açar.
Perpa Ticaret Merkezi A Blok, Kat:5 No:173 Şişli, İSTANBUL
Telefon
0212 220 55 62
0212 220 55 63
info@solinambalaj.com
AMBALAJ MALZEMELERİ
KIRTASİYE MALZEMELERİ
PERPA FİRMALARI
PERPA FACEBOOK
PERPA YOUTUBE
PERPA TİCARET MERKEZİ
PERPA İLETİŞİM